Haberler

DR. ÖĞR. ÜYESİ VAHİT MUTLU: “KOLOREKTAL KANSER, TÜRKİYE’DE EN SIK GÖRÜLEN ÜÇÜNCÜ KANSER TÜRÜ”

1-31 Mart Ulusal Kolorektal Kanser Farkındalık Ayı dolayısıyla hastalık hakkında bilgiler paylaşan Genel Cerrahi Uzmanı Doktor Öğretim Üyesi Dr. Vahit Mutlu, Türkiye’de kolorektal kanserin hem erkeklerde hem de kadınlarda en sık görülen üçüncü kanser türü olduğunu; vakaların yüzde 90’ından fazlasının 40 yaşın üzerindeki bireylerde görüldüğünü belirtti.

Kolorektal kanserin, kolon (kalın bağırsak) veya rektumda (kalın bağırsağın son kısmı) gelişen bir kanser türü olduğunu söyleyen Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Vahit Mutlu, “Genellikle bağırsak iç yüzeyinde yer alan hücrelerin anormal şekilde büyümesiyle başlayan sürecin zamanla kansere dönüşmesi durumudur. Şunu iyi bilmek gerekir ki çoğu kolorektal kanser, polip (doku yüzeyinde çıkıntı) adı verilen iyi huylu büyümelerden gelişir. Poliplerin bir kısmı zamanla kansere dönüşebilir ancak kolonoskopiyle polip erken tespit edilirse kansere dönüşmeden alınabilirler. Böylece kanserleşmeden tedavi edilir. Kolorektal kanserlerin gelişiminde yaş, genetik faktörler, sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam tarzı ve sigara gibi risk faktörleri suçlanır” diyor.
 
40 yaş sonrasında her 10 yılda bir risk iki katına çıkıyor
Dünya genelinde her yıl yaklaşık 1,9 milyon yeni kolorektal kanser vakasının tespit edildiğini ve 935 bin kişinin bu hastalık nedeniyle hayatını kaybettiğini belirten Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Vahit Mutlu, “Türkiye’de kolorektal kanser hem erkeklerde hem de kadınlarda en sık görülen üçüncü kanser türüdür. Kolorektal kanserlerin görülme sıklığı yaşla birlikte artmaktadır. Vakaların yüzde 90’ından fazlası 40 yaşın üzerindeki bireylerde görülmektedir. 40 yaş sonrasında her 10 yılda bir risk iki katına çıkmaktadır” şeklinde konuşuyor.
 
Kolorektal kanserin başlangıçta asemptomatik yani belirtisiz olabileceğini dile getiren Dr. Vahit Mutlu, kanserin ilerleyen aşamalarında görülebilecek semptomları şöyle sıralıyor: Bağırsak alışkanlıklarında değişiklikler (ishal, kabızlık veya dışkı şeklinin değişmesi), dışkıda kan (parlak kırmızı veya koyu renkli kanama), karın ağrısı veya kramp, açıklanamayan kilo kaybı, sürekli yorgunluk ve halsizlik, bağırsakların tam boşalmadığı hissi. Bu tarz semptomlarınız olması durumunda ise doktora başvurulması gerektiğini belirtiyor.
 
Kolorektal kanser açısından risk altında olanlar
Kolorektal kanser açısından daha yüksek risk altında olanların aynı zamanda bir veya birden fazla risk faktörüne sahip olan bireyler olduklarını dile getiren Dr. Vahit Mutlu, bu riskleri ve kimlerin risk altında olduğunu şöyle sıralıyor:

  • Yaş – 50 yaş ve üzerindeki bireyler daha yüksek risk altındadır.
  • Aile öyküsü – Birinci derece akrabalarında (anne, baba, kardeş) kolorektal kanser veya polip olanlar.
  • Genetik faktörler – Lynch sendromu (HNPCC) ve ailesel adenomatöz polipozis (FAP) gibi kalıtsal hastalıkları olanlar.
  • İltihaplı bağırsak hastalıkları – Ülseratif kolit veya Crohn hastalığı gibi inflamatuvar bağırsak hastalıkları olanlar.
  • Sağlıksız beslenme – Kırmızı et ve işlenmiş gıdaları fazla tüketen, lif açısından fakir beslenen kişiler.
  • Hareketsiz yaşam tarzı – Fiziksel aktivitesi düşük olan bireyler.
  • Obezite – Fazla kilolu olmak, özellikle karın bölgesinde yağlanma kanser riskini artırır. Obezite son yüzyılın en önemli kronik hastalığı olduğu gibi aynı zamanda meme, pankreas, mide, karaciğer gibi birçok organda da kansere neden olduğu bilinmektedir.
  • Sigara ve alkol kullanımı – Sigara içmek ve aşırı alkol tüketimi kanser riskini artırır. Ayrıca ağız, larinks, akciğer, özofagus, pankreas, karaciğer gibi birçok organda da kansere neden olur.
  • Tip 2 diyabet – Diyabet hastaları, özellikle insülin direnci olanlar, daha yüksek risk taşır.

45 yaş üstü bireylerde rutin tarama yapılmalı
Hastalığı erken evrede tespit etmek ve önlenebilir riskleri azaltmak için dışkı testleri, kolonoskopi ve sanal kolonoskopi (BT kolonografi) gibi kolorektal kanser tarama testlerinin uygulandığını belirten Dr. Vahit Mutlu, “Tarama rutinde 45 yaş üstü bireylerde yapılmaktadır. Ancak ailesel kolorektal polip, kanser ve kalıtsal hastalıkları olanlarda tarama yaşı 20’li yaşlara kadar erkene çekilmektedir. Bu nedenle tarama sıklığı ve yöntemi, kişinin sağlık durumuna ve risk faktörlerine bağlı olarak değişir” diyor.

Kolorektal kanserde tedavi çeşitleri
Kolorektal kanserin tedavisinin hastalığın evresine, hastanın genel sağlık durumuna ve kanserin yayılımına bağlı olarak değiştiğini söyleyen Dr. Vahit Mutlu, “Tedavi seçenekleri genellikle cerrahi, kemoterapi, radyoterapi, hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapiyi içerir. Ayrıca kolon ve rektum kanser tedavi yöntemi erken evreler haricinde farklılık gösterir. Evreye göre kolorektal kanser tedavi seçenekleri kombine edilir. Örneğin, Evre 0 ve 1’de lokal tedaviler olarak bilinen kolonoskopi ile polipin çıkarılması ya da cerrahi olarak kanserli bağırsak dokusunun çıkarılması uygulanır. Bu tedaviler yeterli olur ve hasta takibe alınır. Ancak Evre 2 ve 3’te kanserli doku ilerlemiş lenf nodlarına yayılım olmuştur. Bu tarz hastalarda tek başına cerrahi yeterli değildir; bu nedenle kemoterapi ve radyoterapi (rektum kanserlerinde) gerekir. Evre 4’te (Metastatik Kanser) ise kanser artık ilerlemiş ve uzak organlara örneğin karaciğer, akciğer, kemik organlara yayılmıştır. Artık birincil tedavi olarak kemoterapi uygulanır. Cerrahi seçeneği azalmıştır. Radyoterapi, immünoterapi, kemoterapi ve cerrahi gibi tüm tedavi seçeneklerine rağmen beklenilen yaşam süresi kısalır. Kolorektal kanser tedavisinde erken teşhis sağ kalımı uzatır ve hastanın daha konforlu bir yaşam sürmesini sağlar” şeklinde konuşuyor.

Sağlıklı bir diyet ve aktif bir yaşam tarzı riski düşürür
Yapılan araştırmaların, sağlıklı beslenme ve aktif bir yaşam tarzının, bu kanser türüne yakalanma riskini önemli ölçüde düşürebileceğini gösterdiğini dile getiren Dr. Vahit Mutlu, “Beslenme alışkanlığı açısından lif açısından zengin gıdaların (sebze, meyve, tam tahıllar) ve Omega-3 yağ asitleri içeren gıdaların (balık, ceviz, keten tohumu) tüketimini artırmayı, kırmızı ve işlenmiş et tüketimi (sucuk, salam, sosis gibi) ile şeker ve rafine karbonhidratları azaltmayı öneriyorum. Yaşam tarzı değişikliği açısından ise fiziksel aktiviteyi artırmak, sigara ve alkol tüketimini bırakmak ve sağlıklı kiloyu korumak önemli” diyor.

Yorumlar