Röportajlar

Türkiye’de uyuz vakaları patladı!

Son yıllarda Türkiye’deki uyuz vakalarında ciddi bir artış kaydedildiğini ve dermatoloji polikliniklerine başvuran hastaların önemli bir kısmını ise uyuz hastalarının oluşturduğunu ifade eden Mersin Üniversitesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ümit Türsen: “Uyuz hastalığının yayılmasını önlemek için uygun tedavi uygulanmalı, aile içi bulaş engellenmeli ve uyuzun temas ettiği tüm hastalara tedavi uygulanmalıdır.” şeklinde konuştu

Pandemi süreci, deprem felaketi ve ülke çapındaki göçler bulaş yoluyla yayılan uyuz hastalığı vakalarında artışa neden oldu.

Son dönemde, hem dünyada hem de Türkiye’de uyuz vakalarının arttığını ifade eden Mersin Üniversitesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ümit Türsen, uyuz hastalığının önlenmesi, hastalığın yayılmasını önlemek adına alınması gereken önlemler ve tedaviye ilişkin bilgiler paylaştı.

  • Türkiye’deki uyuz vakalarının seyrini nasıl değerlendiriyorsunuz? Uyuz vakalarında artış gözleniyor mu?

Son yıllarda, gerek Türkiye’de gerek tüm dünyada uyuz vakalarında ciddi artış görülmekte, dermatoloji polikliniklerine başvuran hastaların önemli bir kısmını uyuz hastaları oluşturmaktadır.

Son yıllarda ülkemize artan göç dalgası nedeniyle (Suriye, Ukrayna, Rusya vb.) bu artışın yaşandığı vurgulanmaktadır. Bunun yanı sıra koronavirüs pandemisinde uygulanan karantinalar nedeni ile evde geçirdiğimiz gün sayısının artmasıyla aile içi bulaş daha kolay hâle gelmiştir. Karantina sürecinde aynı evi paylaşan bireylerde sürekli yakın temas hâlinde bulunduğundan, uyuz hastalığı, aile bireyleri arasında daha kolay yayılabilmiştir.

Uyuz vakalarının son yıllarda arttığı ve tedavi stratejimizin sorgulanması gerektiği vurgulanmıştır. Biz de sahada dermatologlar olarak, uyuz vakalarının ciddi şekilde arttığını ve tedavi direnci olan hastaların sayısının fazla olduğunu gözlemekteyiz.

  • Pandemi, deprem gibi afet ve salgın gibi olağanüstü durumların Türkiye’deki uyuz vakalarının seyrine etkisi ne oldu?

Pandemide aile içi bulaş yoluyla uyuz artışını gözlemiştik. Benzer şekilde, depremden sonra da uyuz sayısında artış olmuştur. Örneğin Mersin ilimize, çevre depremzede illerden çok sayıda hijyeni bozuk, kalabalık evlerde yaşayan aile bireyleri gelmiş ve uyuz hastalığına rastlama ihtimalimiz oldukça yükselmiştir. Ayrıca insanlar artçı depreme banyoda yakalanırım korkusuyla banyolarını ihmal etmekte, banyo sürelerini temizlenmeye yetmeyecek kısalıkta uygulamakta ve bu şekilde de hijyen problemleri oluşturabilmektedir.

  •  Göçmenler ve göç dalgaları uyuz gibi bulaşıcı hastalıkların yayılmasında rol oynuyor mu?

Göçmenler ve göç dalgalarında uyuz gibi bulaşıcı hastalıkların yayılımı artmaktadır. Kötü hijyen koşulları, kalabalık bir şekilde sıkı temasla yaşamak, aynı yatağı paylaşmak vb. nedenlerle uyuz gibi bulaşıcı hastalıkların fazla gözlenmesi olağandır. Göçmen merkezlerinde yapılan çalışmalarda da bu durum desteklenmiştir.

  •    Uyuz hastalığının yayılmasını önlemek için alınması gereken önlemler nelerdir?

Uyuz hastalığının yayılmasını önlemek için uygun tedavi ve aile içi bulaşın engellenmesi, ayrıca tüm temaslılara tedavi uygulanması önerilebilir. Bu yıl ülkemizde piyasaya çıkan ivermektin tabletin, hem banyo yapılmasına gerek olmadan alınması hem de uygulama kolaylığı nedeniyle göçmen merkezleri, depremzede çadırları, konteynerları gibi toplu yaşam merkezlerinde, ilk vaka tespitinde hemen uygulanması salgını önleyebilir. Hatta profilaktik olarak bile bu gibi merkezlerde yaşayanlara uygulanabilir.

  • Türkiye’de uyuz hastalarına nasıl bir tedavi protokolü uygulanıyor?

Türkiye’de uyuz hastalığında ilk basamakta 3 tedavi yöntemi uygulanmakta. Birincisi kükürtlü karışımlar, 2.’si topikal permetrin içeren kremler ve 3.’sü ise oral ivermektindir.

Topikal tedavinin tüm vücuda uygulanması, uygulanma sonrası banyo zorunluluğu önemli iken; kükürtlü karışımın kötü kokması, maliyeti ve tahriş ekzemasına neden olması daa önemli sorundur.

  •        Uyuz hastalığı tedavisinde mevcut durum nedir? Güncel tedavi seçenekleri nelerdir?

Güncel tedavi seçeneklerine Türkiye’de ulaşmaktayız. Hem kükürtlü karışım eczanelerimizde hazırlanmakta, topikal permetrin kremler bulunmaktadır ve bu yıl itibarıyla oral ivermektin tedavisi de elimizde uyuza karşı güçlü silah kazanmamıza yol açmıştır.

  • Uyuz tedavisi açısından baktığınızda, hastalığın 5 yıl önceki ve bugünkü tedavi yöntemleri arasında nasıl farklar görüyorsunuz?

Uyuz tedavisinde elimizde alternatifler bugün daha çoktur. Oral ivermektin bu yıl piyasaya sürülmüştür. Bazı adjuvan çay ağacı yağı içeren krem, şampuan, duş jelleri piyasaya sürülmüştür. Zaten klasik tedavide bulunan permetrin ve kükürtlü karışımlar piyasada bulunmaktadır.

Yakın zamanda gelecek olan topikal ivermektinin de piyasada olmasıyla elimizdeki alternatifler daha da artacaktır.

  • Uyuz hastalığı genel olarak hastaların yaşam kalitelerini nasıl etkiliyor?

Uyuz hastalığında gece uykusuzluğu en önemli yaşam kalitesi sorunudur. Uykusuzluk; metabolik, vasküler ve zihinsel birçok problem yaratabilir. Ayrıca suçluluk duygusu, kendi öz saygısında azalma saptanıp, sekonder enfeksiyonlarla piyodermilerden sellülit, erizipel, karbonkül, fronkül, follikülit meydana gelip, hatta sepsis durumu gelişebilir. İhmal edilmiş uyuzlu hastalarda, özellikle yaşlılarda Norveç krutlu uyuzu olarak adlandırılan ve ciddi morbidite ve mortalite yaratan duruma neden olabilir.

Yorumlar