Perde Arkasındakiler

Sanat ve iş kariyerinin birleşimi: Bulutay Güneş’in hikâyesi

GEN İlaç Kurumsal Marka Yöneticisi olarak görev yapan Bulutay Güneş, BusinessMED için verdiği röportajda, ilaç sektörüne geçiş yolculuğunu ve kişisel ilgi alanlarını anlattı.

1. Öncelikle sizi tanımak isteriz, kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Merhabalar. İsmim Bulutay Güneş. Ankara’da doğup büyüdüm. Liseyi TED Ankara Kolejinde okuduktan sonra Orta Doğu Teknik Üniversitesi Metalurji ve Malzeme Mühendisliği bölümünden mezun oldum. Mezuniyetimin ardından hemen iş hayatına geçiş yaptım ve 14 senedir ilaç ve sağlık sektöründe kalite, satış ve pazarlama departmanlarında farklı görevlerde yer aldım. Ocak 2020’den beri GEN’de Kurumsal Marka Yöneticisi olarak GEN’in Marka Yönetimi, Kurumsal İletişim, Halkla İlişkiler ve Dijital Pazarlama alanlarındaki faaliyetlerinden sorumluyum.

2. Medikal/İlaç sektörüne geçiş hikâyeniz?

Mezun olduktan sonra hem yurt dışı deneyimi kazanmak hem de MBA yapmak amacıyla İngiltere’ye gidecektim. Fakat o sırada karşıma medikal sektöründe bir iş fırsatı çıktı. Hem tahsilim hem de şu anki alanım ile ilgili olmayan bir pozisyon olmasına rağmen sektörü merak edişim ve bana çok şey katacağını düşünmemle yurt dışı planlarımı iptal edip işe başladım. Eğer yurt dışına gitmiş olsaydım hayatım nasıl olurdu bilemiyorum; ama şu an olduğum yerden memnunum.

3. Bu işi yapmıyor olsaydınız ne yapmak istersiniz?

Mevcut işimin yanında profesyonel olarak müzik ve sahne sanatları ile uğraşmaktayım. Bu işi yapmıyor olsaydım sadece sahne sanatları ile ilgilenirdim. Bunun dışında küçüklükten beri teknoloji ile aram çok iyi ve bilgisayar oyunlarını çok seviyorum. Büyük bir firmada bir oyun geliştiricisi olmayı hep merak etmişimdir.

4. Evli misiniz?  Çocuğunuz var mı? Bir baba/Anne olarak kendinizi nasıl hissediyorsunuz çocuğunuza yeterince vakit ayırabiliyor musunuz?

Evliyim ve bir kızım var. Dünyanın en zor; ama en güzel şeyi çocuk sahibi olmak. İş, sanat, çocuk, sosyallik bunların hepsine yeteri kadar vakit ayırmak tabi ki zor; ama iyi bir partneriniz varsa birbirinizi destekleyerek bunları dengeleyebiliyorsunuz. Tabi günümüzde artık anne babalarımızın desteği de çok önemli. Buna sahip olmak büyük şans.

5. En çok mutlu olduğunuz ve dinlendiğiniz zamanlar?

En çok mutlu olduğum zamanlar ailemle beraber olduğum ve sahneye çıktığım zamanlar. İnsanın huzurlu bir ev ortamı varsa, yoğun bir günün ardından eve gidip kafayı çok rahat bir şekilde boşaltıp o gün yaşanan sıkıntıları unutabiliyorsunuz. Sahnede olmayı da çok seviyorum. Sevdiğiniz bir şeyi yaparken bir yandan da onu insanlarla paylaşmak ve onların güzel tepkilerini almak çok değerli bir şey.

6. En son gittiğiniz film veya tiyatro?

Dijital yayın platformlarının hayatımıza girmesiyle çok uzun zamandır sinemaya gitmemiştim. Sinemaya dönüş açısından Oppenheimer’ı  IMAX’te izlemek güzel bir fırsat oldu.

7. Çocukluğunuza dair en çok neyi özlüyorsunuz?

Özgürlük ve boş zaman. İnsan hiçbir şey düşünmeden yaşamanın değerini büyüyünce anlıyor. Her şeyin daha masum olduğu, henüz zihnimizin kirlenmediği bir yaşam.

8. Şimdiye kadar katılmaktan en keyif aldığınız etkinlik neydi?

Broadway müzikallerini çok seviyorum. Yurt dışında da bu müzikalleri izleme şansı buldum. Her birinin yeri bende ayrı; ama İngiltere’de büyük bir parkın içerisine kurulmuş bir sahnede canlı olarak izlediğim ve en sevdiğim müzikallerden biri olan Jesus Christ Superstar çok başka bir deneyimdi.

9. Kendinizde en sevdiğiniz ve asla kaybetmek istemediğiniz özelliğiniz nedir?

Karşılıklı anlayışa ve açık iletişime çok önem veriyorum. Bu sayede kimseyle küs değilim veya çözemediğim bir sorun yaşamadım. Hayat küslükler için çok kısa. Umarım bu özelliğimi kaybetmeden insan biriktirmeye devam edebilirim.

10. Hayatınız bir film olsaydı arka planda çalan parça ne olurdu?

Bohemian Rhapsody – Queen

11. Zamanı durdurmak isteseniz hangi yaşta isterdiniz? Neden?

25. Maddi kaygımın olmadığı, enerjimin yüksek olduğu, arkadaş çevremin en geniş olduğu ve sanatsal açıdan en üretken olduğum yıllardı.

12. Kendinizde bir özelliğinizi değiştirmek isteseniz bu ne olurdu?

Düzene ve rutine düşkün bir insanım. Ani değişiklikler beni rahatsız edebiliyor. Bu konuda biraz daha rahat olmayı isterdim.

13. Tatil için nereleri tercih edersiniz?

Gezmek için Londra, deniz tatili için Kıbrıs.

14. Yemek kültürünüzle ilgili neler söylersiniz? Özellikle sevdiğiniz bir yemek var mı?

Yemek yemeyi çok seviyorum. Yaşamak için yemek yemiyorum, yemek yemek için yaşıyorum.  Bir organizasyon yaparken bile mekânda yemeğin iyi olması en önemli kriterlerimden. Gurme olsun, geleneksel olsun birçok yemeği çok severim. Yurt içi veya yurt dışı seyahatlerini planlarken ilk baktığım şeyler yemek yeri tavsiyeleri oluyor. Vazgeçilmezim ise biraz klişe de olsa kaliteli yerlerde yapılan cheeseburger.

15. Size göre gelmiş geçmiş en iyi dizi hangisi?

Tek bir tane seçmek çok güç; ama tür olarak biraz daha kolay. Komedi türünde Scrubs, Drama türünde Dexter, çizgi veya animasyon türünde ise Avatar The Last Airbender.

16. Asla yapmam dediğiniz şey nedir?

Hiçbir şey için büyük konuşmamak gerekir tabi; ama bir cevap verecek olursam: İstanbul’da yaşamak.

17. Önümüzdeki sene üzerine yoğunlaşacağınız tek bir konu olsaydı, bu ne olurdu?

Finans.

18. Hayatınızdaki zorlu dönemleri nasıl atlatıyorsunuz?

Zamanla her şeyin daha iyi olacağını kendime hatırlatmaya çalışıyorum.

 19. Dünyaya yeniden ve bir hayvan olarak gelseydiniz bu hangi hayvan olurdu?

Lemur

Yorumlar