Abdi İbrahim Pazarlama Müdürü Başak Bulba Küçük ile ilaç sektörüne geçiş hikayesini, sektördeki son dönemi, pazarlama planlamalarını ve özel hayatını konuştuk.
Öncelikle sizi tanımak isteriz, kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Ben Başak. 1984, Burdur doğumluyum. İTÜ Kimya bölümünde lisans ve yüksek lisans eğitimimi tamamladım ve 2009 yılında ilaç sektöründe profesyonel iş hayatıma başladım. Satış ve pazarlama departmanlarında farklı roller aldım, şu anda Abdi İbrahim İlaç’ta pazarlama müdürü olarak görev alıyorum. Evliyim ve 2 yaşına girmek üzere olan bir oğlum var.
İlaç sektörüne geçiş hikayeniz nasıl başladı?
Okuldaki kariyer günlerinde bir ilaç firmasının satış müdürünün konuşmasından etkilendim ve kendime uygun işi bulduğumu düşündüm. Özellikle okuduğum bölümde nosyon bir bilim insanı yetiştirmekti ve ben kendimi hiç öyle hissetmiyordum. Stajlarımda ve öğrenciyken çalıştığım yarı zamanlı işlerde pazarlama ve satış departmanlarında çalışmanın karakterime uygun olacağının farkındaydım. Doğru bir adım attığımı bugün daha iyi görüyorum.
Hayatta ilham aldığınız bir kişi ya da bir söz var mı?
“Eğer ne istediğini bilmezsen, bir bakarsın istemediğin bir sürü şeyin olmuş.” #ChuckPalahniuk
Bu sözden ilham almamın sebebi sürekli istediğim olsun düşüncesi gibi değil, seçimlerimin farkında olma çabamdan kaynaklı. Bu sözü defterime ya da çalışma panoma yazarım mutlaka.
Bu işi yapmıyor olsaydınız ne yapmak isterdiniz?
Olabilseydim pilot olmak isterdim, çocukluk hayali olarak. Ama aldığım eğitimden de yola çıkarak belki bir kimya firmasının, yine insanlarla iç içe olduğum, bol bol sunum yaptığım ve eğitim verdiğim bir departmanında çalışıyor olurdum. Başka bir departmanda bile başlasam bir yolunu bulup bu işe yönlenirdim diye düşünüyorum.
Sektördeki son dönemi nasıl değerlendiriyorsunuz? Sektöre yeni girmek isteyen genç meslektaşlarınıza önerileriniz var mı?
Sağlık sektöründe olmak hem kurallarla çerçevesi çok net çizilmiş bir iş yapmak demek, hem de rakiplerden farklılaşma becerisine sahip olanlar için dinamik ve yaratıcı bir mesleğe sahip olmak demek. Sektöre başlarken bu iki yönü çok iyi görmek gerekiyor, kısıtlamalar ve kurallardan dolayı alanı dar gibi görünen ancak içine girdiğinizde hem firmaya hem de tüm sağlık sektörüne katkı sağlayacak farklı işler yapabileceğinizi bilmelisiniz.
Pazarlama planlamalarınızı yaparken en çok neye dikkat edersiniz?
Uygulanabilir olması. İç görüleri alırken her paydaşı iyi dinlemek ve gerçek ihtiyacı anlamak. İş hayatının başlarında özellikle satış başarısı için kullanılan ve çok ezbere gelen bu cümle gerçekten yapıldığında ve uygulandığında muazzam bir başarı ile sonuçlanıyor. Ben de dinlemeyi ve ihtiyacı iyi anlayarak doğru çözümü üretmeyi önemsiyorum.
Rakiplerinize buradan rekabeti tatlılaştıracak bir şey söylemek ister misiniz?
Harika işler yapın, ben de daha iyisini yapayım. Rekabette en sevdiğim konu daha iyiye gitmek için verilen çaba ve sonunda kendimize ve sektöre kattığımız değer.
Bir anne olarak kendinizi nasıl hissediyorsunuz, çocuğunuza yeterince vakit ayırabiliyor musunuz?
Çalışan bir anne olarak kendimi tam olarak karmaşık hissediyorum. Hem çok severek yaptığım, keyif aldığım ama mesaisi bedenen ve zihnen yoğun olan bir işim var hem de her aşamasında daha farklı ihtiyaçları olan çok farklı duyguları aynı anda yaşatan bir annelik hali. Her gün tüm bunların hakkını vermeye çalışıyorum. Tüm zamanımı çalışmaya ya da oğlumla vakit geçirmeye ayırıyorum. Yeterince vakit geçiriyor muyum konusunu çok sorgulamıyorum, elimden geleni yapıyorum bazen de yapamıyorum. İşteysem işin, evdeysem de evin tadını çıkarmak bena iyi hissettiriyor.
Şimdi de Biraz Kişisel Sorular;
Gerçekleştirdiğiniz iş mülakatlarınızda komik veya ilginç bulduğunuz bir anınız var mı?
Çok seneler önce bir grup mülakatına girmiştim, kendimce çok iyi geçtiğini düşünmüştüm çünkü ekip olarak çok hızlı uzlaşmaya varmıştık ve ben de yeterince söz alıp kendimi iyi ifade etmiştim. Sonra hep birlikte çıktık ve çok iyi geçmedi mi diye aramızda sohbet bile ettik. Önce beni çağırdılar ve sence nasıl geçti vs sorularından sonra beni ve tüm katılımcıları elediklerini söylediler. Sebebi de çok hızlı uzlaşmaya varmamızmış ve beklentileri olan rekabetçi tutumu hiçbirimizde görememişler. Fazla sempatik bir ekip bir araya gelmiş olmalıyız. Hala aklıma gelince gülümserim.
Hayatınız bir film olsaydı arka planda çalan parça ne olurdu?
Müziğini çok severim: “Bitter Sweet Symphony”.
Mutluluğun tanımı nedir sizce?
Ağaçtan bir meyve koparıp bahçede dolaşırken onu yemek, yaz sezonunun başında ilk denize girdiğim an, çocuğumla evde koşarken onun gülücük sesleri, eşimle bir araba yolculuğundaki sohbetimiz, kardeşlerimle Süper Mario oynamamız, herkese günaydın diyerek ofise girişim, kız arkadaşlarımla durmadan konuştuğumuz bir akşam yemeği… Yani mutluluğun tanımı kısaca günlük haller diyebilirim.
Zamanı durdurmak isteseniz hangi yaşta isterdiniz?
Şu an olabilir mi?J Çünkü şu anımı geçmişteki hiçbir ana değişmem.
En yakın arkadaşınızın sizi tanımlarken söyleyeceği ilk kelime ne olurdu?
Tüm yakın arkadaşlarımdan aynı kelime geldi: “Enerjik”.
Tatil için nereleri tercih edersiniz?
Kış tatili için Bolu-Kartalkaya, yaz tatili için Antalya-Kaş favorim.
Yemek kültürünüzle ilgili neler söylersiniz? Özellikle sevdiğiniz bir yemek var mı?
Yemek kültürüm: Lezzetli bir yemek varsa yerim, yoksa onu aramam. Yani güzel yemeğin peşinden çok gitmem. Ama hem eşim hem de iş hayatındaki birçok arkadaşım iyi yemek nerede yenir bilip aradığı için ben de bundan nasibimi alıyorum.
Size göre gelmiş geçmiş en iyi dizi hangisi?
Breaking Bad.
Asla yapmam dediğiniz şey nedir?
Asla yapmam demek. Gerçekten asla yapmam demenin değişik bir büyüsü var, dedikten sonra kesin o durumun içine düşüyorsunuz. Mesela şimdi bunu yazdığım için durduk yere bir eyleme asla yapmam diyebilir ve birkaç yıl içinde yapabilirim onu.
Önümüzdeki sene üzerine yoğunlaşacağınız tek bir konu olsaydı bu ne olurdu?
Zaman yönetimi. Kendime biraz daha zaman ayırmaya ihtiyacım var.
Hayatınızdaki zorlu dönemleri nasıl atlatıyorsunuz?
Öncelikle o dönemin zor bir durum olduğunu kabullenerek. Böyle zamanlarda hep şunu düşünürüm: Her şey geçiyor, atlatılıyor önemli olan ne kadar iz bıraktığı. Bir duruma hakkından fazla üzülmemek için uğraşıyorum. Son yıllarda, özellikle pandemi sonrası önemli olan sağlık, kalan her durum hallediliyor gibi bir bakış açım da var.
Geldik En’li Sorularımıza;
En çok mutlu olduğunuz/dinlendiğiniz zamanlar?
En çok dinlendiğim zamanlar doğayla iç içe olduğum anlar: Orman, deniz, dağ hepsi aynı dinginliği hissettiriyor.
Sizi en çok yoran insan profili nedir?
Sürekli şikayet edip, imkanı olmasına rağmen var olan halini değiştirmeyenler.
En son okuduğunuz kitap ve sizde bıraktığı iz?
Teoman Faso Fiso, Storytel’de dinledim. Özellikle gençliğimin ilk dönemine damgasını vurmuş ve beni de etkilemiş bir sanatçı olarak Teoman’ın çocukluk ve gençlik yıllarına tanıklık etmek çok keyifliydi. Ve “rock star” olma yolculuğunda çok çalışmanın yanı sıra azim, istek, doğru kişilerle tanışma ve hayal kurmanın önemini tekrar tekrar doğrulatan yaşam hikayeleri ile bilmediğimiz Teoman’ı kendi sesinden dinlemek tatlı ve nostaljik bir tat bıraktı.
Çocukluğunuza dair en çok neyi özlüyorsunuz?
En çok zamanın yavaşlığını özlüyorum, sıkılıyorduk mesela.
Katılmaktan en keyif aldığınız etkinlik neydi?
2022’de katıldığım 2. Sağlığa Yön Verecek Kadın Liderler (SYVKL) programı. Hem eğitim içeriği çok iyiydi hem de sektördeki farklı firmalardan değişik görevlerde kadınlar ile birlikte olmak, onlarla gelişmek ve biribirimizi geliştirmek paha biçilemezdi. Hala iletişimimizi sürdürüyoruz ve tüm mezunlar ile birlikte birbirimize ışık olmaya devam ediyoruz.
En sevdiğiniz ve asla kaybetmek istemediğiniz özelliğiniz nedir?
Uzlaşmacı halim, herkesin kazanabileceği alternatif bir yol bulma becerim.