Novo Nordisk’te diyabet alanında medikal müdür olarak görev yapan Dr. Furkan Arslan, BusinessMED’e verdiği röportajda, kariyeri boyunca edindiği deneyimlerden ve hayata dair görüşlerinden bahsetti.
Öncelikle sizi tanımak isteriz, kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Tabii ki. 38 yaşındayım, tam adım Hacı Mehmet Furkan Arslan. Biraz uzun olsa da askerlik dışında tüm adımı söylemek durumunda kalmadım. Üniversite sınavı içinse ismimi girmek zorlamıştı ancak Furkan’ı kullanıyorum. 2010 yılında Meram Tıp Fakültesinden mezun oldum. Hem kamu da hem de özel sektörde hekim olarak çalıştım. Devlet hizmet yükümlülüğünü tamamladıktan sonra yaklaşık 1,5 yıl Orta Amerika ve Amerika’da yaşadım. 2019 yılında bölgesel medikal müdür olarak İstanbul’da sektöre geçiş yaptım. 2021 Mayıs’tan itibaren ise Novo Nordisk’te diyabet alanında medikal müdür olarak çalışıyorum.
Kendinizi 3 kelime ile tanımlar mısınız?
Sakin, meraklı, pozitif.
İlaç sektörüne geçiş hikayeniz nasıl başladı?
Fakülteden mezun olduğumda aklımda vardı. Ancak yurt dışı ve askerlik sonrasında Ankara’da Bilkent Üniversitesinde çalışırken sektör fırsatlarını aramaya başladım. Ankara’da bölgesel medikal müdür pozisyonu için gördüğüm bir ilana başvurdum. Süreç Ankara olarak başlasa da görüşmede İstanbul bölgeden sorumlu, bölgesel medikal müdür olarak çalışmaya başladım.
Hayatta ilham aldığınız bir kişi ya da bir söz var mı?
Zafer, zafer benimdir diyebilenindir. Başarı ise “başaracağım” diye başlayarak sonunda “başardım” diyenindir. #Mustafa Kemal Atatürk
Sektördeki son dönemi nasıl değerlendiriyorsunuz? Sektöre yeni girmek isteyen ya da girenlere önerileriniz var mı?
Her sektörde olduğu gibi ilaç sektöründe de rekabet arttı. Ancak staj imkanlarının artması sektörü ve departmanları önden tanıma fırsatı sağlıyor. Bu nedenle aklında ilaç sektörü olan genç arkadaşlar üniversite döneminde staj fırsatlarını değerlendirmeli. Tabii proaktif olmak, kurumun beklentisini anlamak ve taze bakış açısını getirmek farklılaştıran noktalar. Medikal departman ise her yıl büyüyen gelişen ve yeni mezunlara kapılarını açıyor. Yeni gelecek hekimler aslında görevlerine burada doğru bilginin, doğru kişilere, doğru şekilde aktarılmasını sağlayarak farklı terapötik alanlarda bireylere fayda sağlayacaklarını göz önünde bulundurmalılar.
Çalışma arkadaşlarınıza buradan seslenseniz ne söylemek isterdiniz?
Sevgili çalışma arkadaşlarım; sizler ile çalışmak, üretmek, daha fazla kişinin hayatına dokunmak için mücadele etmek çok değerli. İyi ki varsınız.
Şimdi de Biraz Kişisel Sorular;
Evli misiniz? Çocuğunuz var mı?
Bekarım ancak bir kedim var. İsmi Ross, Friends’den. Biraz şaşkın biraz çekingen. Yoğun seyahatlerde yalnız kalıyor ne yazık ki ancak arkadaşlarım yardımcı oluyorlar. Yakın çevremin maskotu kendisi.
Zamanı durdurmak isteseniz hangi yaşta isterdiniz? Neden?
20 yaşımda olmak isterdim. Fakülteye alıştığım, arkadaşlıklarımın oturduğu keyifli bir dönemdi. Enerjik, uçarı, az sorumluluk çok hayal daha ne olsun ki…
Tatil için nereleri tercih edersiniz?
Sakin, bakir yerleri daha çok seviyorum. Son yıllarda Gökçeada yoğun gittiğim bir yer ama onun dışında Ege sahil şeridindeki pek çok yer de zaman zaman uğradığım noktalar oluyor.
Yemek kültürünüzle ilgili neler söylersiniz? Özellikle sevdiğiniz bir yemek var mı?
Türk mutfağını çok seviyorum. Türk mutfağından sonra en favori yemeklerim Meksika ve İtalyan mutfağı oluşturuyor. En çok sevdiğim yemek “mantı”.
Size göre gelmiş geçmiş en iyi dizi hangisi?
Game of Thrones.
Asla yapmam dediğiniz şey nedir?
Bungee jumping.
Mutluluğun tanımı nedir sizce?
Mutluluk, hayat çizgisinde duygusal olarak günlük rutinin dışına çıktığımız ve sonrasında olumlu hisler bırakan anlar. Her ne kadar Kaf Dağı’nın ardında gibi düşünsek de aslında bakış açımızın değişmesiyle etrafımızda kendimizi mutlu edecek şeyler bulabiliriz.
Önümüzdeki sene üzerine yoğunlaşacağınız tek bir konu olsaydı, bu ne olurdu?
Seramiğe daha fazla zaman ayırmak olurdu.
Hayatınızdaki zorlu dönemleri nasıl atlatıyorsunuz?
Zorlu dönemlerimde ortam değişikliği iyi geliyor. Seyahat etmek, bir süre şehirden kaçmak, kendimle baş başa kalabildiğim ve üzerine düşünebildiğim zaman yaratarak süreçleri atlatmamı kolaylaştırıyor.
Geldik “En”li Sorularımıza;
En çok mutlu olduğunuz/dinlendiğiniz zamanlar?
Yaz tatilleri tabii ki, bu yıl çok kış olmasa da yazı bekliyorum. Yaz tatilleri, sakin koşuşturma olmadan geçen günler, bol güneş ve eğlence.
Sizi en çok yoran insan profili nedir?
Yormaktan ziyade, iletişimin ilerlemediği kişiler diyebilirim. Zaman zaman hepimizin dışa kapandığı ya da olumsuz düşündüğü dönemler olabiliyor. Ancak bunun sürekli iletişime kapalı ve negatif olarak devam etmesi zorlayıcı olabiliyor.
En son gittiğiniz şehir veya ülke ve hisleriniz?
En son gittiğim şehirlerden Atina. İlk bakışta eski ve bir o kadar da yaşanmışlığın izlerini barındıran binalar şehrin kimliğini oluşturuyordu. Tabii antik yapıların görkemli bir şekilde şehrin ortasından yükselmesi, hareketli ve gürültülü sokakları ile bir o kadar da bizden bir şehirdi.
Çocukluğunuza dair en çok neyi özlüyorsunuz?
90’larda çocukluğunu geçirmiş pek çok kişi gibi insan ilişkilerinin sıcaklığını özlüyorum. 2000’ler sonrasında sosyal olarak büyük değişimler yaşıyoruz ve ilişkiler hiç olmadığı kadar zayıflamaya başladı bence.
Katılmaktan en keyif aldığınız etkinlik neydi?
Seçmesi zor bir soru bence. 2012 yılında Guatemala’da katıldığım 21 Aralık gün batımı ve gün doğumu ayinlerini söyleyebilirim. Birbirinden farklı coğrafyalardan insanlar kendi dillerinde ve inançlarında tüm ormana yukardan bakacak şekilde eski bir Maya piramidinin üzerinde gün doğumunu selamladık.