Türk bilim insanları nükseden ve dirençli ALL kanserinde yeni bir tedavi yöntemi geliştirerek, hayvan testlerinden elde edilen sonuçları bilim dünyasına tanıttı.
Transgenik Hücre Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezi (TRGENMER) Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Cihan Taştan, nükseden ve dirençli ALL (Akut Lenfoblastik Lösemi) kanserine yönelik yeni bir tedavi yöntemi geliştirdiklerini belirterek, “Hayvan testlerinde elde ettiğimiz sonuçları bilim dünyasının en saygın dergisi Nature yayın grubunda Cancer Gene Therapy’de yayımladık.” dedi. Dr. Öğr. Üyesi Cihan Taştan: “Bundan sonraki süreçte insan klinik testlere geçmeyi ve ülkemizin yerli, akıllı, canlı ilaçlarından birini geliştirmeyi hedefliyoruz. Üniversitemizde bunun için kurulacak olan GMP laboratuvarı sayesinde Faz çalışmalarına başlamış olacağız.”
Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi (MDBF) Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü öğretim üyesi, Transgenik Hücre Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezi (TRGENMER) Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Cihan Taştan, nadir bir hastalık olan ALL (Akut Lenfoblastik Lösemi) kanseri için yaptıkları çalışma ve geldikleri noktaya ilişkin bilgi verdi.
Günümüzde kanserle mücadelede devrim niteliğinde bir adım olan, kişiselleştirilmiş ve kanseri tanıyıp öldürebilme özelliğine sahip CAR-T hücre terapisi hakkında bilgi veren Dr. Öğr. Üyesi Cihan Taştan, T hücrelerinin ‘Yeniden Programlanması’ nın başlangıç aşamasında, hastadan alınan T hücrelerinin, laboratuvar koşullarında genetik olarak değiştirildiğini, bu aşamada, hücrelere özel bir tanıma yeteneği kazandıracak olan kimerik antijen reseptörü (CAR) eklendiğini kaydetti.
Modifiye edilen T hücreleri büyük ölçekte çoğaltılarak güçlendiriliyor
‘Geliştirilen Hücrelerin Çoğaltılması’ aşamasında da modifiye edilen T hücrelerinin büyük ölçekte çoğaltılarak güçlendirildiğini dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Cihan Taştan, bu sayede, bağışıklık sisteminin güçlendirilmiş ve özelleştirilmiş hücrelerle desteklendiğini anlattı.
‘Gerçekleştirilen Infüzyon’ aşamasında ise hazırlanan CAR-T hücrelerinin, hasta vücuduna geri verildiğini dile getiren Dr. Taştan, bu adımda da artık kanserle mücadelede aktif görev alabilecek olan güçlü hücrelerin sisteme dahil edilmesinin sağlandığını vurguladı.
Geleneksel tedavilere dirençli durumlarda umut vaat ediyor
Dr. Öğr. Üyesi Cihan Taştan, ‘Hedefe Yönelik Saldırı’ aşamasında da CAR-T hücrelerinin, vücuttaki kanser hücrelerini özel bir şekilde tanıyarak ve onlarla etkileşime geçerek kansere karşı özel bir saldırı başlattığını anlatan, şöyle devam etti:
“CAR-T hücre terapisi, özellikle geleneksel tedavilere dirençli durumlarda umut vaat ediyor. CAR-T hücre terapisi, ALL (Akut Lenfoblastik Lösemi) kanseri için FDA tarafından onaylanan bir tedavi yöntemidir ve geleneksel tedavilere kıyasla daha etkin sonuçlar elde etmektedir. Bu tedavi, hastanın kendi T hücrelerini genetik olarak mühendislikle değiştirerek kanser hücrelerine karşı özel bir saldırı başlatır.
Geleneksel tedaviler genellikle kemoterapi ve radyoterapiyi içerir, ancak CAR-T hücre terapisi, vücudun bağışıklık sistemini güçlendirerek kanser hücrelerini spesifik olarak hedef alması bakımından farklılık gösterir. Bu sayede vücudun sağlıklı hücrelerine olumsuz bir etki yapmazken yalnızca kanser hücrelerine karşı bir aktivite göstermektedir. Bu özelleştirilmiş yaklaşım, dirençli veya tekrarlayan ALL durumlarında daha etkili bir tedavi seçeneği sunabilir.”
ALL kanserinde yeni bir tedavi yöntemi
Dr. Öğr. Üyesi Cihan Taştan, ALL kanseri için geliştirdikleri yani tedavi yöntemini dile getirerek, şöyle devam etti: “2021 yılından bu yana hem laboratuvar testlerimizde hem de hayvan testlerimizde, geliştirmiş olduğumuz uygulama yöntemi sayesinde CAR-T hücrelerin kansere karşı etkin bir yanıt oluşturduğunu ve aradan zaman geçmesine rağmen stabil şekilde dolaşımda kalıp kanserin nüks etmesi durumunda tekrar yanıt oluşturabildiğini ispatlamış olduk. Bu sayede nükseden ve dirençli ALL kanserinde yeni bir tedavi yöntemi geliştirmiş olduk. Hayvan testlerinde elde ettiğimiz sonuçları bilim dünyasının en saygın dergisi Nature yayın grubunda Cancer Gene Therapy’de yayımladık.
Bundan sonraki süreçte insan klinik testlere geçmeyi ve ülkemizin yerli, akıllı, canlı ilaçlarından birini geliştirmeyi hedefliyoruz. Üniversitemizde bunun için kurulacak olan GMP (Good Manufacturing Practices) laboratuvarı sayesinde Faz çalışmalarına başlamış olacağız. Faz çalışmaları için tüm hazırlıklarımızı tamamladık ve gelecekte sadece ALL değil diğer kanser türleri için de tedaviler üretmek adına laboratuvarımızda çalışmalar devam etmekte.”