Boehringer Ingelheim Türkiye, 30 yıllık yolculuğunda insan ve hayvan sağlığı alanlarındaki yenilikçi ilaçlarıyla toplum sağlığının korunmasında sorumluluk üstlenirken; hayata geçirdiği tüm çalışmalarıyla Türkiye ekonomisinin rekabet gücünün artırılmasına, inovasyona, bilimsel gelişmeye ve yüksek katma değerli üretime destek veriyor. Şirket, 2021 yılında başlattığı yerli üretim projesi kapsamında 2020-21 yıllarını kapsayan kısa vadede yaklaşık yarım milyar TL yatırım gerçekleştirirken tip 2 diyabet, merkezi sinir sistemi ve kardiyovasküler hastalıklarda yenilikçi ve öncü ilaçlarını ülkemizde üretmeye başladı. 2023 yılında net konsolide satışlarının %22,5’ini Ar-Ge harcamalarına ayırarak 5,8 milyar Euro ile global ilaç pazarındaki en yüksek orana sahip ikinci şirket olan Boehringer Ingelheim; 2024 itibarıyla, Türkiye’de 50’den fazla merkezde klinik araştırma çalışmalarına devam ediyor.
1885 yılından bu yana nesiller boyu yaşamları dönüştüren yenilikçi ürünler sunan ve dünya çapında 53 binden fazla çalışanıyla, 130’dan fazla pazarda hem insan hem de hayvan sağlığı alanında inovasyon yoluyla değer yaratan Boehringer Ingelheim, Türkiye’deki 30. yılını geride bıraktı. 1994 yılından beri Türkiye’de insan sağlığında, başta tip 2 diyabet olmak üzere kardiyovasküler ve metabolik hastalıklar, solunum ve merkezi sinir sistemi hastalıkları için yenilikçi ürünler sunan şirket, hayvan sağlığı alanında ise çiftlik ve evcil hayvanlar için hastalıkların önlenmesi ve tedavisi konularında sürdürülebilir çalışmalar yürütüyor.
Türkiye’deki 30 yıllık yolculuklarında birçok projeye imza attıklarını vurgulayan Boehringer Ingelheim Türkiye Genel Müdürü Okan Güner “Hayata geçirdiğimiz tüm çalışmalarımızla Türkiye ekonomisinin rekabet gücünün artırılmasını, inovasyonu, bilimsel gelişmeyi ve yüksek katma değerli üretimi odağımıza alıyor ve yaşamlarını dönüştürecek tedavilerle hastaları buluşturarak büyümeyi hedefliyoruz. Araştırma ve geliştirme alanında dünya çapında sektörün en büyük yatırımcılarından biri olan şirketimiz, karşılanmamış tıbbi ihtiyacın yüksek olduğu alanlarda yenilikçi tedaviler geliştirmeye odaklanıyor. 2023 yılında net konsolide satışlarımızın %22,5’ini Ar-Ge harcamalarına ayırarak 5,8 milyar Euro ile global ilaç pazarındaki en yüksek orana sahip ikinci şirket olduk. Bu mirastan aldığımız güçle, ülkemizde ise 2024 itibarıyla, 50’den fazla merkezde klinik araştırma çalışmalarımıza devam ediyoruz.” dedi.
Türkiye’de 2021 yılında yerel üretim projesini hayata geçirdiklerini vurgulayan Okan Güner, bu yatırım kapsamında hayata geçirilenleri aktardı: “Yerli üretim hedefimiz doğrultusunda başladığımız yolculuğumuzda bugün tüm hedeflerimize ulaşmanın gururunu yaşıyoruz. Projemiz kapsamında; tip 2 diyabet, merkezi sinir sistemi ve kardiyovasküler hastalıklarda yenilikçi ve öncü ilaçlarımızı ülkemizde üretmeye başladık. 2020-21 yıllarını kapsayan kısa vadede yaklaşık yarım milyar TL yatırım gerçekleştirdik. İnovasyon ve sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda, Türkiye’nin sağlık ekosistemine değer katmaya devam edeceğiz. Gelecekte de insan ve hayvan sağlığına yönelik çalışmalarımızla, topluma katkıda bulunmaya kararlıyız. Ülkemizdeki 30 yıllık yolculuğumuzda edindiğimiz tüm deneyimler ile hep birlikte daha güçlü ilerliyor, bugüne ve yarına sağlık sözü veriyoruz.”
Hekimler ve eczacıların inovatif tedavi süreçlerinde hastalarına en iyi çözümleri sunmalarına katkı sağlamak amacıyla çalışmalarına devam eden Boehringer Ingelheim Türkiye, hastalar ve hasta yakınları başta olmak üzere tüm toplumun hastalıklar konusunda bilinçlenmesini faaliyetlerinin odağına alıyor. Bu amaçla şirket, hasta ve doktor dernekleri ile birlikte çalışmalarını sürdürürken uzman olduğu hastalıklarda erken teşhis ve tedavinin önemine vurgu yapan çalışmalar yürütüyor. Bu çalışmaları ile Boehringer Ingelheim Türkiye, daha fazla hastanın hayatına dokunmayı ve hastaların doğru zamanda, doğru tedavilerle buluşmasını sağlamayı hedefliyor.
Sağlıklı ve kapsayıcı bir toplum yaratmak için projeler hayata geçiriyor
Sağlıklı ve kapsayıcı bir toplum yaratmak adına sürdürülebilirlik faaliyetlerini Nesiller Boyu Sürdürülebilir Kalkınma stratejisi altında yürüten şirket, hem dünyada hem de Türkiye’de pek çok çalışmaya imza atıyor. Boehringer Ingelheim Türkiye Genel Müdürü Okan Güner, bu konudaki çalışmalarından şöyle bahsetti: “Değişen yaşam koşullarına hızla uyum sağlayarak toplumun ihtiyaçlarına yönelik aksiyonları hızlıca hayata geçirmek bizim için oldukça önem taşıyor. Bu doğrultuda, 11 ilimizi etkileyen deprem felaketi sonrasında tüm hastaların en doğal hakkı olan sağlık hizmetlerine erişime destek vermek adına önemli bir proje hayata geçirdik. Gaziantep Nurdağı’nda 25 yataklı sahra hastanesinin kurulmasına koşulsuz destek verdik. T.C. Sağlık Bakanlığı’na devrettiğimiz sahra hastanesi bölge halkına hizmet vererek misyonunu tamamladı. Hayvan sağlığı tarafında da benzer bir inisiyatif alarak bölgedeki hayvanların sağlığını korumak adına depremden etkilenen veteriner hekimlere destek olmak amacıyla Gaziantep Islahiye ilçesinde veteriner kliniği kurduk ve Türkiye Veteriner Hekimler Birliği (TVHB) aracılığı ile bölgedeki veteriner hekimlere hibe ettik. Yanı sıra, zoonoz hastalıkların önüne geçmeyi ve bölgedeki hayvanların sağlığını korumayı amaçlayarak yenilikçi ilaçlarımızı bölgedeki hayvanlar için bağışladık.” Boehringer Ingelheim Türkiye aynı zamanda, koruyucu aile hizmet modelinden faydalanan, koruyucu aile deneyimine sahip olan bireyler öncülüğünde kurulan Koruma Altında Yetişen Gençler ve Koruyucu Aile Derneği’ni (Kalben) ve devlet himayesindeki çocukları desteklemek için de çalışmalar yürütüyor. Devlet koruması altındaki gençlere yönelik düzenlenen projelerde şirket çalışanları gönüllü olarak yer alıyorlar. Aynı zamanda, derneğin Ekinlik Adası Kalben Çocuk Köyü projesinin destekçilerinden biri olan şirket, bu yaz ilk kez Ağustos ayında ön açılışı yapılan Kalben Çocuk Köyü’nde gönüllü çalışanlarıyla yer alarak çocukların sosyal gelişimlerine katkı sağladı.