Son yıllarda görülme sıklığı giderek artan SIBO (Small Intestinal Bacterial Overgrowth) ince bağırsakta aşırı bakteri çoğalması olarak tanımlanıyor. Yaşam kalitesini büyük ölçüde azaltan ve ciddi tehlikelere yol açabilen bu bakterilerin en önemli nedeninin sağlıksız beslenme alışkanlığı olduğunu belirten Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Atakan Yeşil “Yapılan çalışmalarda; yetişkinlerin yanı sıra çocuklar ve özellikle ergenlerde de SIBO’nun yaygınlaştığı görülüyor. Hastalar çoğunlukla karın şişkinliği ve gaz şikayetiyle başvururken, sürekli bir yorgunluk yaşadıklarını ama nedeninin bulunamadığını belirtiyorlar. Bu sorunların altında SIBO yatabiliyor” diyor. Yaşam tarzında bazı basit ama etkili düzenlemelerle bu önemli sorunun üstesinden gelinebileceğini belirten Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Atakan Yeşil, SIBO’ya karşı etkili 12 önlemi anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Özellikle karbonhidrattan zengin beslenme tarzı, fast-food, gazlı içecekler ve alkol tüketimi gibi sağlıksız yaşam alışkanlıkları ‘ikinci beyin’ olarak adlandırılan bağırsaklarımızda ciddi tehlikelere neden olabiliyor. Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Atakan Yeşil “Karbonhidrat (şeker) bağırsakta bulunan bakteriler tarafından yıkılarak karbondioksit, hidrojen ve metan gazı oluşumuna neden olur. Bu da SIBO’da görülen gaz ve şişkinliğin nedenidir. Ayrıca süt ve süt ürünlerindeki laktoz, fast-food tarzı aşırı yağlı besinler de SIBO sıklığını artırmaktadır. Uzun süreli ya da gereksiz yere mide koruyucu ilaç kullanımı da SIBO gelişimine neden olabilmektedir” diyor. Son yıllarda yetişkinlerin yanı sıra çocuklarda ve özellikle ergenlerde de SIBO’nun görülme sıklığının giderek arttığını vurgulayan Prof. Dr. Yeşil şöyle konuşuyor: “İnce bağırsaktaki bu tehlikeli bakteriler tedavi edilmezse yaşam kalitesinin giderek daha da azalmasına neden olurken, SIBO nedeniyle ortaya çıkan kronik ishal durumu da vitamin eksikliklerine yol açmaktadır. Bu nedenle SIBO hastalarının uzman bir Gastroenterolog tarafından mutlaka muayene edilmesi gerekir.”
Bu belirtiler varsa!
SIBO’nun kişide yol açtığı en önemli şikayetleri; şişkinlik, gaz, kabızlık, ishal ve kronik yorgunluk olarak sıralayan Prof. Dr. Atakan Yeşil “Hastalar genellikle karınlarının gün içerisinde balon gibi şiştiğini, kadın hastalarımızsa adeta kendilerini hamile gibi hissettiklerini ifade ediyorlar. Hastalar gerek iş toplantılarında gerekse sosyal yaşamlarında önemli ölçüde rahatsızlık duyduklarını söylüyorlar. SIBO tanısı öncelikle şişkinlik, karın ağrısı, karında huzursuzluk hissi ve kronik ishali olan hastalarda akla gelmektedir. Hastalar ayrıca SIBO’nun B12 eksikliğine neden olmasından dolayı unutkanlık ve stres sorunlarını da sağlıklı insanlara göre daha fazla yaşıyorlar” diyor.
Geçmeyen kaşıntının nedeni de olabilir!
İnce bağırsakta aşırı bakteri çoğalmasının tanısında; karbonhidrat nefes testi ya da duedonal denilen, ince bağırsak aspirasyonunda bakteri sayısı ölçümünün uygulandığını belirten Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Atakan Yeşil “Günlük pratikte genellikle karbonhidrat nefes testi ile metan ve hidrojen gaz seviyelerinin ölçümü yapılarak tanı konulmaktadır. Tedavisi ise genellikle şikayetlere göre belirlenmekle birlikte, antibiyotik tedavisi, probiyotik ve vitamin takviyesi uygulanmaktadır” diye konuşuyor. Bu hastalara yönelik olarak son yıllarda farklı tedavi yöntemlerine rağmen hastaların yüzde 40’ında şikayetlerin bir süre sonra tekrarlayabildiğini, son yıllarda yeni tedavi yöntemlerinin yoğun şekilde araştırıldığını belirten Prof. Dr. Yeşil “Tedavide en önemli nokta; SIBO’ya neden olan problemin doğru şekilde ortaya konulmasıdır. SIBO tedavi edilmediğinde; hem bağırsaklarda hem de genel olarak kişinin sağlığında olumsuz etkileri artabilmektedir. Örneğin; ciltte geçmeyen ve nedeni bulunamayan yoğun kaşıntıdan cilt kuruluğuna, sürekli yorgunluktan kronik ishale ve beraberinde vitamin eksiklikleri nedeniyle bağışıklığın azalmasına dek birçok soruna neden olabilmektedir” diyor.
SIBO’ya karşı alınabilecek 12 etkili önlem!
Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Atakan Yeşil, ince bağırsakta aşırı bakteri çoğalmasının ve bakterilerin tehlikeli bir hal alarak kişiye zarar vermesinin önüne geçebilmek için bazı önlemler alınabileceğini belirterek, basit ama etkili bu önlemleri şöyle sıralıyor;
- Karbonhidrat (şeker) kullanımınını azaltın. Basit karbonhidrat yerine (beyaz ekmek, pirinç, unlu mamuller vb) yerine kompleks karbonhidrat (tahıllı ya da tam buğday ekmeği, bulgur, kefir vb) tüketebilirsiniz.
- Laktoz (süt ve süt ürünleri) ve glutenden kısıtlı beslenme tarzına geçin.
- Akdeniz usulü beslenmeyi benimseyin.
- Şikayetlerinizi tetikleyen unsurları iyi gözlemleyin ve size huzursuzluk, şişkinlik veren besinlerden kaçının.
- Günde iki litre su için.
- Yağlı ve kızartma yiyeceklerden uzak durun.
- Fast-food yiyecekler ve gazlı içeceklerden kaçının.
- Alkolden uzak durun, özellikle yüksek gluten içeren alkolden kaçının.
- Mide koruyucu ilacı, doktorunuz gerekli görmedikçe kullanmayın.
- Sağlıklı bağırsak florası için doktorunuzun önerisiyle probiyotik kullanabilirsiniz.
- Egzersiz; mutlu bir beyin ve sağlıklı bir flora yapısı için altın anahtardır. Bu nedenle her gün düzenli egzersiz yapmaya, en azından haftada üç gün birer saat yürümeye özen gösterin.
Stresden uzak durmak mümkün olamıyorsa da stresi yönetmeyi öğrenerek fayda sağlayabilirsiniz.