Haberler

PROF. DR. SEDAT KARADEMİR: “YEMEK SONRASI GELEN KARIN AĞRISI SAFRA TAŞI HABERCİSİ OLABİLİR”

Dünya çapında yaygın bir sağlık sorunu olan safra kesesi taşları, yetişkinlerin yaklaşık yüzde 10-15’ini etkiliyor. Safra kesesi taşlarının ayırt edici belirtisinin yemek sonrası gelişen ve karnın sağ üstünden kürek kemiği altına doğru yayılan bir ağrı olduğunu dile getiren Genel Cerrahi Uzmanı ve Genel Cerrahi Bölüm Koordinatörü Prof. Dr. Sedat Karademir, “Ağrı, ateş, bulantı gibi şikâyet yaratan taş ya da çamurlu safra keselerinin cerrahi olarak çıkarılması gerekir. Şikâyet yaratmayan ve rastlantı sonucu saptanan safra kesesi taşlarının tedavisi ise, taşların boyutuna ve hastanın yaşına göre değişkenlik gösterebilir” dedi.

Safra kesesi; içine safra doldukça genişleyen, besin alımı ile birlikte kasılarak içindeki safrayı bağırsağa akıtan içi boş bir organdır. Safra ise; yiyeceklerin içindeki yağları parçalayarak bağırsaklarda emilmelerini sağlayan bir sıvıdır. Safra içeriği dengeli kişilerde kese içinde taş ya da çamur oluşmayacağını belirten Genel Cerrahi Uzmanı ve Genel Cerrahi Bölüm Koordinatörü Prof. Dr. Sedat Karademir, “Oluşması durumunda hastada ağrı, ateş, bulantı gibi şikayetlere neden olabilir. Şikâyete neden oluyorsa önerilecek tedavi cerrahidir” dedi. 

Şikâyet yaratmadan sessiz duran taşlar için yaklaşımın farklı olabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Karademir, “Yaşın ve taşın küçük olduğu kişilere cerrahi, büyük olduğu kişilere ise takip önerilebilir. Yaş küçüklüğü, taşların sorun yaratabileceği beklenen yaşam süresinin uzun olması nedeni ile, 4-7 mm çaplı küçük taşların varlığı ise ana safra kanalına düşerek ciddi bir sağlık problemi olan pankreas iltihabı geliştirebilme riski nedeni ile önemlidir” dedi.

Kapalı ameliyat iyileşme süresini hızlandırıyor

Günümüzde çoğu safra kesesi ameliyatının iyileşme sürecini hızlandıran kapalı yöntemle yapıldığını söyleyen Dr. Karademir, “Laparoskopik yani kapalı ameliyat yönteminde kesiğin küçük olması, hastanede kalış süresini kısaltıyor ve ağrıları azaltıyor. Bu yöntemle yapılan sorunsuz bir safra kesesi ameliyatının ertesi günü hasta kahvaltısını yaptıktan sonra taburcu olur, 3-4 gün dinlendikten sonra da yaklaşık 1 hafta içinde günlük yaşamına dönebilir. Açık yöntemin tercih edildiği durumlarda ise hastanede kalış süresi 2-3 gündür, ağrı yakınması daha belirgindir ve en az 10 günlük bir istirahat süresine ihtiyaç duyulur” diye konuştu.

Düşük bir ihtimal olsa da ameliyat sırasında safra yollarının zarar görebileceğinin unutulmaması gerektiğini vurgulayan Dr. Karademir, “Yaralanma oluşması halinde, onarımın safra yolları cerrahisinde deneyimli bir cerrah tarafından yapılması, sürecin en az hasarla atlatılmasını sağlar” dedi.

Operasyondan sonra yumurta ve çikolata gibi safra yapımını artırıcı besinlerden uzak durulması önerilebilir

Normal bir safra kesesi ameliyatından sonra beslenme alışkanlarında herhangi bir değişime ihtiyaç duyulmayacağını ifade eden Dr. Karademir, “Bu tür diyet önerileri ise cerrahi sonrası bazı kişilerde oluşabilecek kısa süreli ishal ya da şişkinlik yakınmalarının azalmasına yardımcı olabilir” açıklamasında bulundu.

Cerrahi tedavi için geç kalınırsa ana safra kanalı tıkanabilir

Hastalardaki ağrı, bulantı gibi şikayetlerin, taş ya da çamurun safra kesesi çıkışını kapatması ile ortaya çıktığını belirten Dr. Karademir, “Safra koliği dediğimiz bu durum, birkaç saatin ardından sonlanabilir. Ancak kimi hastalarda tıkanma uzar, kasılmalar artar, safra duvarı kalınlaşır, kanlanma bozulur. Ortama bakterilerin gelmesi ile iltihap gelişir ve şikayetlere ateş de eklenir. Bu hastalar, tedavileri hastane şartlarında yapılmak üzere yatırılır. Kesedeki taş ya da çamurun safra kesesinde kalmayıp ana safra kanalına düşmesi halinde hastalar tıkanma sarılığı ve pankreas iltihaplanması gibi ciddi sağlık problemleri ile karşı karşıya kalabilirler. Önerilmesine rağmen cerrahi tedavide geç kalınması, gereksiz risk almak anlamına gelir” dedi.

Yorumlar