- Bayer, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında, kadın sağlığı konusunda farkındalık yaratmak için “Kadın Sağlığında ‘Normal’i Yeniden Tanımlıyoruz” başlıklı bir etkinlik düzenledi.
- Bayer çalışanlarının ilgi gösterdiği etkinlikte Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Telce Ayşen Küçükceran, kadın sağlığına dair önemli konulara değinerek, kadınların sağlık hikayelerini paylaşmalarının ve kalıp yargıları aşmanın önemini vurguladı.
Bayer, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla globalde başlatılan WOMEN I Bayer kampanyasından ilham alarak kadın sağlığı konusunda farkındalık yaratmak üzere “Kadın Sağlığında ‘Normal’i Yeniden Tanımlıyoruz” başlıklı bir etkinlik düzenledi.
Bayer Türkiye Merkez Ofis’te düzenlenen etkinliğe katılan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Telce Ayşen Küçükceran bireysel, toplumsal, cinsiyet kaynaklı engeller; kadın sağlığı konusundaki tabular ve yanlışlar konusunda bilgiler aktardı, katılımcıların sorularını yanıtladı.
Etkinlikte konuşan Bayer Kadın Sağlığı Lideri Beste Doğar ise, “Kadın sağlığı yalnızca bir sağlık konusu değil, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliğinin ve sürdürülebilirliğin temel bir parçası. Bayer olarak, kadın sağlığındaki 100 yılı aşkın global mirasımızla, ‘normal’i yeniden tanımlamak için önemli bir adım atıyoruz. Dünya genelinde 1.5 milyardan fazla kadın, yani neredeyse her 2 kadından 1’i, kadın sağlığı sorunları yaşamasına rağmen birçoğu bu sorunları ‘normal’ kabul ediyor. ‘Normal’ kelimesinin kadın sağlığı alanında çok uzun zamandır yanlış kullanıldığının farkındayız. Eğer bir kadın sağlığı sorunu yaşam kalitesini olumsuz etkiliyorsa, ‘normal’ değildir. Global WOMEN | Bayer kampanyası özelinde, Türkiye’de yaptığımız etkinliklerde kadınları anlamaya, desteklemeye ve güçlendirmeye odaklanıyoruz. Amacımız, kadın sağlığındaki yanlış bilgileri, önyargıları ortadan kaldırmak ve her kadının kendi hikayesini paylaşarak sesini duyurabilmesini sağlamak” dedi.
Doç. Dr. Telce Ayşen Küçükceran: “Kadının bedeninde yaşadığı değişimlerle barışması ve yaşadığı sorunları paylaşması, gerekirse destek alması son derece normaldir”
Kadın sağlığındaki sorunların görünürlüğünü artırmak ve ‘normal’ kavramını yeniden tanımlamak için daha fazla konuşulması gerektiğini vurgulayan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Telce Ayşen Küçükceran, etkinlikte regl, PMS (Premenstrüel Sendrom) ve menopoz gibi konularda bilgiler verdi. Küçükceran, “Adet, eskiden utanılacak bir şey değidi. Kız çocukları, ergenliğe adım atarken bu dönemi onurlandırıyorlardı. Günümüzde önyargılar kadınları sağlık konularını, bedenleriyle ilgili değişimleri konuşmaktan geri tutabiliyor. Oysa kadının her yaşta bedeninde yaşadığı değişimlerle, bedeninin doğal ritmiyle barışması ve bu konularda yaşadığı sorunları paylaşması, gerekirse destek alması son derece normaldir. Örneğin kız çocuğumuzun adet dönemi başladığında onu endişelendirecek, doğal bedensel fonksiyonlarından utanmasına yol açacak davranışlarda, telkinlerde bulunabiliyoruz. Böylece, kadının zihninde bu konuları konuşmama yönünde bir şekillendirme ve denetim mekanizması oluşturuyoruz, toplumsal cinsiyet rolleri devreye giriyor. Oysaki, çocuklarımıza ‘canım kızım, artık büyümeye başladın’ diyeceğimiz noktada, aslında onun beden algısında sınırlar inşa ediyoruz. Ancak, kadın bedenindeki doğal gelişmeleri ayıplamadan yeniden konuşmalıyız. ‘Aybaşı oldum’ ya da ‘hastalandım’ demek yerine, adet görmenin aslında bedenle buluşma süreci olduğunu belirtmeliyiz. Bedeni tanımak ve bu doğal dönüşüm süreciyle barışmak, kadınların kendi doğalarını daha iyi anlaması adına önemli bir adım” şeklinde konuştu.
“Bedenimizin farkında olmak ve doğru tedavileri uygulamak çok kıymetli”
Premenstrüel sendromun 150’den fazla semptomdan oluştuğuna değinen Küçükceran; “Kadınlar bedensel döngülerden ötürü sıkıntılar yaşarken bir yandan toplumsal dayatmalara maruz kalabiliyorlar. ‘Neden evlenmedin?’, ‘Yumurta dondurmadın mı?’, ‘Çocuk yapmadın mı?’, ‘İş hayatında daha da yükselemedin mi?’ gibi sorularla karşı karşıya kalıyorlar. Bedensel olarak daha kırılgan olduğumuz dönemlerde psikolojik olarak da bir baskı altında kalabiliyoruz. Kendi bedenimizin farkında olmak, onu tanımak ve bununla ilgili doğru tedavileri uygulamak çok kıymetli” dedi.
Bayer Hakkında
Bayer, sağlık ve beslenme ile ilgili yaşam bilimleri alanlarında uzmanlaşmış küresel bir şirkettir. “Herkes için Sağlık, Sıfır Açlık” misyonu doğrultusunda, artan ve yaşlanan küresel nüfus nedeniyle çağımızın önemli sorunlarına ürün ve hizmetleriyle çözüm sunmaya katkıda bulunarak insanlara ve yaşadığımız gezegene destek olmayı amaçlamaktadır. Sürdürülebilir kalkınma ilkelerine bağlı olan şirket, faaliyet gösterdiği alanlarda olumlu etki yaratma konusunda kararlıdır. Bayer Grup, aynı zamanda inovasyon ve büyüme yoluyla değer yaratmayı ve kâr etme gücünü artırmayı hedeflemektedir. Bayer markası tüm dünyada güveni, kaliteyi ve güvenilirliği temsil etmektedir. 2024 mali yılı itibarıyla yaklaşık 93 bin çalışana ve 46,6 milyar Avro satış cirosuna sahip olan Bayer’in Ar-Ge harcaması ise 6,2 milyar Avro düzeyindedir. Daha fazla bilgiye www.bayer.com.tr adresinden ulaşabilirsiniz.