B.Braun Grup Ürün Müdürü Gizem Çakar, kariyer yolculuğundan kişisel ilham kaynaklarına kadar birçok konuyu BusinessMED’e samimiyetle anlattı.
Öncelikle sizi tanımak isteriz, kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Ben Gizem. 1994, İstanbul doğumluyum. Marmara Üniversitesi Kimya bölümünde lisansımı tamamladım. Arkasından 2018’de Bilgi Üniversitesi Marka Okulu Pazarlama İletişimi bölümünde yüksek lisansımı bitirdim. 2020’de ise Koç Üniversitesinin Yönetici Geliştirme Programları kapsamında İlaç Sektörü Ürün Müdürlüğü programını tamamladım. 2017’de başlayan iş hayatıma şuan B.Braun’da Grup Ürün Müdürü olarak devam ediyorum.
Medikal sektörüne geçiş hikayeniz nasıl başladı?
Üniversite yıllarımda okul bünyesinde öğretim asistanı olarak çalışıyordum. Yazları da zorunlu stajlarımı tamamlıyordum. İlaç sektörü ile yolum Temmuz 2017’de bu şekilde kesişti. Üniversitemin son yılında Bausch+Lomb’da tam zamanlı stajyer olarak satış pazarlama departmanında çalışmaya başladım. Buradaki çalışma ortamı, yöneticilerim, ekibim ve yaptığım iş bana bu alanda çalışmam gerektiğini, kendime ve karakterime tam uyan bir iş olduğunu düşündürdü ve pazarlama alanında yoluma devam ettim. Şimdi geri dönüp bakınca iyi ki diyorum.
Bu işi yapmıyor olsaydınız ne yapmak isterdiniz?
Yaptığım işi gerçekten çok severek yapıyorum. Ama yolum bu sektörle hiç kesişmemiş olsaydı voleybolcu olmak isterdim. Voleybolcu olmak çocukluk hayalimdi. İlkokuldayken Eczacıbaşı altyapısında voleybol oynuyordum. Bir de üniversitede bir grup arkadaşımla bir barınakta gönüllü olarak çalışıyorduk. Hayvanları çok seviyorum. Onların yararına çalışmak isterdim.
Sektördeki son dönemi nasıl değerlendiriyorsunuz? Sektöre girmek isteyen genç meslektaşlarınıza önerileriniz var mı?
Ülkemizin her an değişen dinamiklerden sektör de çok etkileniyor. Ayrıca içinde bulunduğumuz sektör sürekli gelişen ve ilerleyen bir sektör. Bu nedenle bence bu sektörde bulunmak isteyen kişilerin gelişime, değişime ve iletişime açık, iç motivasyonunu şartlar ne olursa olsun koruyan ve her daim dinamik olması gerekiyor. Ben ilaç/medikal sektöründen önce farklı sektörlerde staj yapmıştım. Bu benim farklı alanları da deneyimlememi ve gerçekten ne yapmak istediğimi, hangi alanda çalışırsam mutlu olabileceğimi fark etmemi sağladı. Bu sebeple bence karakterinize uygun, mutlu olabileceğinize kalpten inandığınız alanı seçmenizi önerebilirim.
Pazarlama planlamalarınızı yaparken en çok neye dikkat edersiniz?
Gerçekçi ve uygulanabilir olması. Masa başında yapılan tüm planlar ne kadar efektif ve mükemmel gözükürse gözüksün benim için sahada uygulanabilir olmadığı sürece anlamsız kalıyor. Bu nedenle sahayı ve diğer tüm paydaşları dinlemeye ve ihtiyacı doğru tespit edip en uygun stratejiyi geliştirmeye çalışırım. Bunun için sahada arkadaşlarımla vakit geçirmeye, işin gerçek hayatta nasıl işlediğini görmeye çok önem veririm.
Rakiplerinize buradan rekabeti tatlılaştıracak bir şey söylemek ister misiniz?
Rekabet olmazsa olmaz. Bence tatlı rekabet işte motivasyonu ve yaratıcılığı artıran en önemli etmenlerden biri. Sektörde yapılan güzel işler bana büyük ilham veriyor.
Evli misiniz? Çocuğunuz var mı? İş/özel hayat dengesini kurabiliyor musunuz?
Bekarım. Bir köpeğim var. Sektörün ilk yıllarında iş/özel hayat dengesinde zorlanıyordum. Ama bu konu üzerinde çalışmalarım devam ediyor. Şu an daha iyi dengelediğimi düşünüyorum.
Şimdi de Biraz Kişisel Sorular;
Kendinizi 3 kelime ile tanımlar mısınız?
Pozitif, azimli, çalışkan.
Hayatınızdaki “iyi ki” ve “keşke”leriniz?
En büyük “iyi ki”m ailem. Her zaman her seçimimde hep yanımdalar. Onlara sahip olmak hayattaki en büyük şansım. “Keşke”m yok. Hayatta yaşadığımız, deneyimlediğimiz her şeyin bize bir şeyler kattığı ve öğrettiğine inanıyorum.
Hayatınız bir film olsaydı arka planda çalan parça ne olurdu?
Coldplay – Viva La Vida
Hayatta ilham aldığınız bir kişi ya da bir söz var mı?
En büyük ilhamım annem. Ona, beni ve kardeşimi ayakları yere sağlam basan güçlü kadınlar olarak yetiştirdiği için çok teşekkür ederim. Bize istediğimiz her şeyi başarabileceğimizi, hayatta koşullar ne olursa olsun her daim güçlü ve dimdik ayakta olmayı, düştüğümüzde daha da güçlü kalkmayı öğretti. En önemlisi de hayatta hep pozitif kalmayı öğretti.
Genel olarak sinirli bir insan mısınız?
Hiç sinirli bir insan değilim hatta bazen fazla sabırlı olduğumu söyler yakın arkadaşlarım. Çok sinirleneceğim noktaya gelmeden konuşarak sorunlarımı çözerim. Bu kendimde sevdiğim bir özelliğim.
Çalışma arkadaşlarınıza buradan seslenseniz ne söylemek isterdiniz?
Bu konuda kendimi çok şanslı hissediyorum. Tüm şirketlerimde çalışma arkadaşlarımla hep güzel bir uyum yakaladık. B.Braun’da da muhteşem bir ekibe sahibim. İyi ki varlar!
Tatil için nereleri tercih edersiniz?
Ben yaz insanıyım. O yüzden tatillerde de genellikle Ege ve Akdeniz sahillerini seviyorum. Yurt dışı tatillerimde de genellikle İtalya, İspanya gibi Akdeniz iklimi olan ülkeleri tercih ediyorum.
Yemek kültürünüzle ilgili neler söylersiniz? Özellikle sevdiğiniz bir yemek var mı?
Bir boğa burcu olarak yemek yemeyi çok severim. Farklı kültürlerin yemeklerini denemeyi de çok severim ama vazgeçilmezim yaprak sarma ve mantı.
Size göre gelmiş geçmiş en iyi dizi hangisi?
Avrupa Yakası.
Asla yapmam dediğiniz şey nedir?
Asla asla dememeyi öğrendim.
Geldik En’li Sorularımıza;
En çok mutlu olduğunuz/dinlendiğiniz zamanlar?
Ailem, arkadaşlarım ve köpeğim Pinky’le geçirdiğim zamanlar. Bir de ben yaz insanıyım. Güneşin ve suyun enerjisi bana hep iyi gelir.
Sizi en çok yoran insan profili nedir?
Bencil, ön yargılı ve iletişime kapalı insanlar.
En son okuduğunuz kitap ve sizde bıraktığı iz?
En son yüksek lisanstan da hocam olan Akan Abdula’nın “Öngörülemeyenler” kitabını okudum. Akan Hoca derslerinde de hep farklı pencereler açmamızı sağlardı. Kitabında da farklı bakış açılarıyla bana ilham kaynağı oldu.
En son gittiğiniz şehir veya ülke ve hisleriniz?
İki ay önce şirket merkez ofisimize Tuttlingen, Almanya’ya gittim. Çok küçük, sakin ve doğayla iç içe bir şehir. Zamanı yavaşlatıp kendimi dinlememi sağladı.
En son gittiğiniz film veya tiyatro?
En son Oppenheimer filmine gittim. Çok uzundu ama zamanın nasıl geçtiğini anlamadığım, soluksuz izlediğim bir filmdi.
Çocukluğunuza dair en çok neyi özlüyorsunuz?
Sanırım en çok arkadaşlarımla hırsız polis oynamayı özlüyorum. Çok kalabalık bir gruptuk ve saatlerce yorulmadan her akşam sokakta oynardık. Hala da aynı kadro görüşüyoruz fakat eğlence anlayışımız biraz evrildi tabii.
Çevrenizdeki insanların size en çok hangi cümle/kelimeyi söylemesini isterdiniz?
“İyi ki varsın” demeleri benim için en kıymetlisi olur sanırım.
En sevdiğiniz ve asla kaybetmek istemediğiniz özelliğiniz nedir?
Daima pozitifliğimi korumak, insanları gerçekten dinlemeyi bilmek ve dışa dönük olmak.
En utandığınız anınızı paylaşabilir misiniz?
Böyle utandığım sonradan da kendime güldüğüm çok anım var aklıma gelen. Hangisini paylaşayım bilemedim.
Katılmaktan en keyif aldığınız etkinlik neydi?
Bir toplantımızda tüm çalışma arkadaşlarımla çocuklar için bisiklet yapmıştık ve ihtiyacı olan bir okula gidip çocuklara hediye etmiştik. Çocukların yüzlerindeki mutluluğu görmek benim için tarifsizdi.