Exeltis Medikal Müdürü Ezgi Ceylan, sağlık sektöründeki deneyimlerini, ilaç sektörüne geçiş hikayesini ve özel hayatından ilgi çekici detayları BusinessMED ile paylaştı…
Öncelikle sizi tanımak isteriz, kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Merhaba, ben Ezgi Ceylan. 1990 yılında Erzurum’da doğdum. Öğrenme ve farklı deneyimler edinme merakım çocukluğumdan beri süregelen özelliklerimden bazıları. Dört yaşında -merakımdan- öğretmen olan büyükbabamın birkaç dersine katılıp tüm sınıftan önce okuma yazma öğrendiğimde eğitim hayatına da hızlı bir başlangıç yapmış bulundum. Başarılı ve keyifli geçen bir öğrenim yolculuğu sonrası Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldum. Kocaeli’de kısa bir süre pratisyen hekim olarak çalıştım ve ardından Marmara Üniversitesinde acil tıp uzmanı olarak ihtisasımı tamamladım. TUS’ta ilk tercihimin acil tıp uzmanlığı olması çevremi şaşırtsa ve zor olarak nitelendirilse de idealist yaklaşımla aldığım bu karar sevdiğim işi yapma noktasında beni memnun etti. Yaklaşık 3,5 yıl süren Şanlıurfa’daki zorunlu hizmetimi önce sınır ötesi operasyon, sonra pandemi derken dolu dolu geçirerek İstanbul’a döndüm. Sancaktepe Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 1,5 yıl daha hekimlik görevime devam ettim ve 2023 yılında özel sektöre geçiş yaptım. Son bir yıldır Exeltis’te medikal müdür olarak görev yapmaktayım. Tercihlerimden de anlaşılacağı üzere sıradanlıktan uzak, dinamizmi yüksek bir yaşam tarzını benimsiyorum ve özgür kararlar verebilmek beni mutlu ediyor.
Medikal/İlaç sektörüne geçiş hikâyeniz?
Aslında yaklaşık 11 yıldır sağlık sektöründeyim, 1 yıl önce de ilaç sektörüne adım attım. Okumayı hep severdim ama özellikle uzmanlık eğitimim sırasında akademik araştırmalara ilgim arttı. Tez çalışmamın önemli bir dergide yayınlanması ve hocalarımdan olumlu geri bildirimler alıyor olmak benim için motivasyon oldu. Mecburi hizmet sırasında da bu anlamda kendimi geliştirme kararı aldım. İstanbul’a döndükten sonra -mesleğimi sevsem de- yeteneklerimi ve ideallerimi sınırlayan çalışma koşulları beni medikal müdürlük ile tanıştırdı. Aldığım eğitimi devam ettirebileceğim, araştırma ve geliştirme odaklı aynı zamanda dinamik olan bu mesleğin bana çok uygun olacağına karar verdim. Alıştığım düzenden çıkarak, sağlık sektörünü farklı bir bakış açısıyla değerlendirme fikri de ayrı bir heyecan oldu elbette. Exeltis Kadın Sağlığı alanında başladığım ve yürümekte olduğum bu yolculuk, tam da düşündüğüm gibi yepyeni şeyler öğrendiğim çok keyifli bir deneyim oluyor benim için.
Bu işi yapmıyor olsaydınız ne yapmak istersiniz?
Üniversitede tıp yazmasaydım mimar olmak isterdim. Hem sayılarla ve geometri ile aram çok iyiydi hem de estetik görüşüm olduğuna inanıyorum. Seyahatlerim sırasında farklı mimari yapılar görmek ve onlar hakkında detaylı bilgi edinmek en keyif aldığım aktiviteler içerisinde yer alıyor.
Sektördeki son dönemi nasıl değerlendiriyorsunuz? Sektöre yeni girmek isteyen ya da girenlere önerileriniz var mı?
İlaç sektöründeki değişimleri değerlendirebilecek düzeyde bir deneyimim yok henüz. Ancak meslektaşlarıma naçizane bir öneride bulunabilirim. Biraz öz eleştiri yapmak gerekirse bizler tıp fakültesinden mezun olduktan sonra konfor alanımızdan uzaklaşmakta biraz zorlanıyoruz. Standart bir atama ve çalışma düzeni ile ilerlerken farklı şartların, farklı bakış açılarının, farklı gelişme alanlarının olabildiği konusunu kaçırıyoruz. Aldıkları eğitimi değerlendirebilecekleri birçok meslek grubu olduğu ve gereken cesareti gösterdiklerinde belki de daha mutlu ve başarılı olabilecekleri akıllarının bir köşesinde olsun isterim.
Geldik En’li sorularımıza;
En çok mutlu olduğunuz/dinlendiğiniz zamanlar?
Ailem veya yakın arkadaşlarımla seyahat etmeyi çok seviyorum. Fiziki olarak pek dinlenme gibi görünmese de mental olarak bana çok iyi geliyor.
Sizi en çok yoran insan profili nedir, tanımlayabilir misiniz?
Tutarsız davranışlar sergileyen, ben merkezli ve sorumluluk bilinci olmayan insanlar beni çok yoruyor. Özel yaşamda da çalışma hayatında da net ve çözüm odaklı insanlarla bir arada olmak isterim.
En son okuduğunuz kitap ve sizde bıraktığı iz?
Son dönemde kişisel gelişim ve psikoloji kitapları ilgimi çekiyor. Beyhan Budak’ın kitaplarını okudum. Kendimden ve çevremden birçok insanı dışarıdan gözlemliyormuş gibi hissettim. Aslında insan olarak ne kadar benzer duygulara ve deneyimlere sahip olduğumuzu ancak bir o kadar da farklı davranışlar sergilediğimizi fark ettim. Görüşlerini merak ettiğim ve kendilerinden izler bulacaklarını düşündüğüm birkaç arkadaşıma da hediye ettim.
“Kendine İyi Davran Güzel İnsan” kitabının kapağında yer alan “Sen melek olsan, kanat sesinden rahatsızlık duyacak insanlar olacaktır…” ifadesi bu seriye başlamamda etkili oldu sanırım.
En son gittiğiniz şehir veya ülke ve hisleriniz?
Turistik amaçlı olarak en son Viyana’ya gittim. Yakın bir arkadaşımla birlikte “kafamıza göre” temalı bir gezi yaptık. Yüklerden arındığım, anı yaşadığım çok keyifli bir seyahat oldu benim için.
İş amaçlı ise en son Kıbrıs’ta oldukça etkin geçirdiğimiz bir kongreye katıldım. Organize ettiğim toplantının çok başarılı geçmesi ve fikir lideri hocalardan aldığım olumlu geri bildirimler doğru yolda ilerlediğimi hissettirdi.
Çocukluğunuza dair en çok neyi özlüyorsunuz?
Büyük ebeveynlerimin de hayatta olduğu dönemde kalabalık aile toplantılarımız çok eğlenceli geçerdi. En çok o günleri özlüyorum sanırım.
Çevrenizdeki insanların size en çok hangi cümle/kelimeyi söylemesini isterdiniz?
“İyi ki varsın…” Bu cümle bana kendi varlığımdan ziyade birilerinin hayatına dokunduğumu hissettiriyor. Bu da bana en çok mutluluk veren değerlerden bir tanesi.
Şimdiye kadar katılmaktan en keyif aldığınız etkinlik neydi?
En keyif aldığım etkinliği seçmek biraz zor ama ilk aklıma gelen İzmir’de katıldığım kokteyl festivali oldu. Özlediğimiz oyunların oynandığı, farklı etkinlik ve konserlerin yer aldığı oldukça keyifli bir organizasyondu. Çocuklar gibi şendik.
Kendinizde en sevdiğiniz ve asla kaybetmek istemediğiniz özelliğiniz nedir?
Dürüstlük ve adil olmak… Günümüz şartlarında bazen zorlayıcı olsa da bu özelliklerin sağladığı iç huzur sayesinde olumsuz koşullarda dahi ilerleme gücü bulabiliyorum.
Şimdi de biraz kişisel sorular;
Kendinizi 3 kelime ile tanımlamanızı rica etsek bunlar ne olurdu?
Çalışkan, fedakâr, dışa dönük.
Hayatınızda bir keşke bir de iyi ki dediğiniz iki durum paylaşabilir misiniz?
İyi ki ailem ve dostlarım… Keşkem pek yok, olumsuz durumlardan da öğrendiğim çok şey oldu. Ama geriye dönüp baktığımda mutsuz olduğum yerlerden daha erken uzaklaşabilirmişim diyorum.
Mutluluğun tanımı nedir sizce?
Klişe olacak belki ama mutluluk anda saklı bence. Birçok farklı duygu ile bağlantılı olsa da benim için en çok sevgi ile ilişkili bir kavram sanırım. Sevdiğim ve sevildiğimi hissettiğim her an mutluluk sebebi olabilir.
Hayatta ilham aldığınız bir kişi ya da bir söz var mı?
“Per aspera ad astra,” “Zorluklardan yıldızlara” anlamına gelen Latince bir deyim. Çok beklenmedik bir anda karşıma çıkmış ve o anı özetlemişti. Devamında hayatımın birçok alanda kendime hatırlattığım bir söz haline geldi.
Çalışma arkadaşlarınıza buradan seslenseniz ne söylemek isterdiniz?
Çalışkan, kafa dengi ve eğlenceli medikal ekibim; iyi ki yollarımız kesişmiş. Her zaman söylediğimiz gibi “Biz işimizi düzgün yapalım ve başarının keyfini çıkaralım.”
Zamanı durdurmak isteseniz hangi yaşta isterdiniz? Neden?
28 yaş kendimi tanıma, isteklerimi ve önceliklerimi belirleme anlamında dönüm noktası diyebileceğim bir yaş oldu benim için.
Kendinizde bir özelliğinizi değiştirmek isteseniz bu ne olurdu?
Mükemmeliyetçilik… Daha rahat bir insan olabilmeyi isterdim.
En yakın arkadaşınızın sizi tanımlarken söyleyeceği ilk kelime ne olurdu?
Vefalı.
Tatil için nereleri tercih edersiniz?
Benim için tatil gezip, görüp, keşfederek daha anlamlı hale geliyor. Zamana ve ruh halime göre farklı tatil planlamaları yapar, mümkün olduğunca yeni yerler tercih ederim.
Yemek kültürünüzle ilgili neler söylersiniz? Özellikle sevdiğiniz bir yemek var mı?
Yemek yemeyi de yapmayı da çok severim. “Yemeği yerinde yiyeceksin” mottosu ile hareket eder, gideceğim yerlerin en meşhur yemeklerini ve mekanlarını mutlaka araştırırım. Kendi yaptığım yemeklerde de özgün dokunuşlar yapmayı seviyorum.
Size göre gelmiş geçmiş en iyi dizi hangisi?
Çok keyifle takip ettiğim diziler oldu ancak bitmesin diye son bölümlerini aralıklı izlediğim dizi “Fringe” olmuştu. Ayrıca Leyla ile Mecnun ailesinin bir üyesiyim.
Asla yapmam dediğiniz şey nedir?
Söylediğim anda eylemi aktive edebilirim bu yüzden “büyük konuşmak” diyelim.
Hayatınızdaki zorlu dönemleri nasıl atlatıyorsunuz?
“Per aspera ad astra” diyorum. Durumu hızlı kabullenerek çözüme odaklanmaya çalışıyorum.