Prof. Dr. Bülent Görenek, Avrupa Kardiyoloji Derneğinin prestijli dergilerinden EP Europace’e editör yardımcısı olarak atandı.
Kardiyoloji alanında önemli çalışmalara imza atan Görenek, dergide anti-aritmik ilaçlar konusunda editörlük yapacak.
Aynı zamanda Türkiye’den bu göreve seçilen tek isim olan Prof. Dr. Görenek, akademik kariyerindeki bu önemli gelişmeyi, bilimsel yayıncılıktaki deneyimlerini ve genç kardiyologlara tavsiyelerini BusinessMED’e anlattı.
- Öncelikle sizi tebrik ederiz! EP Europace’e editör yardımcısı olarak atanmanız büyük bir başarı. Bu süreç nasıl gelişti?
Söz konusu dergi, Avrupa Kardiyoloji Derneği’nin en prestijli yayınlarından biri ve kalp ritim bozuklukları konusunda yüksek bilimsel seviyede makalelere yer veriyor. Benim editör yardımcılığı görevim de, yıllardır Avrupa Kardiyoloji Derneği ve onun alt grubu olan Avrupa Kalp Ritim Birliği ile yürüttüğüm bilimsel çalışmaların bir sonucu olarak değerlendirilebilir. Zaten uzun süredir derginin yayın kurulu üyeliğini de sürdürmekteydim.
- Kardiyoloji alanına olan ilginiz nasıl başladı? Kariyerinizin bu noktaya gelmesinde sizi en çok etkileyen faktörler neler oldu?
Aslında uzmanlık sınavına girmeden önce kardiyoloji düşünmüyordum. Kardiyoloji, benim sınava girdiğim yıl ilk kez dahiliyeden bağımsız olarak kadro açmıştı. O zamana kadar aklımda olan ilk tercih ise kadın doğumdu. Ancak sınavdan bir gece önce, ilk tercihimi o dönemdeki adıyla Anadolu Üniversitesi Kardiyoloji olarak değiştirdim. Bunun sebebi, kardiyolojinin hem invaziv hem de non-invaziv alanlarda önemli işler yapma fırsatı sunduğunu düşünmemdi. Ve bu düşüncemde yanılmadım; yıllardır kardiyoloji alanında severek çalışıyorum. Geriye dönüp baktığımda, sınavdan önce tercihimi değiştirdiğim için iyi ki böyle bir karar vermişim diyorum.
- Bilimsel editörlük gibi önemli bir göreve atanmak, hem klinik hem akademik alandaki birikiminizin bir sonucu. Bu süreçte karşılaştığınız en büyük zorluklar ve motivasyon kaynaklarınız nelerdi?
Karşılaştığım en büyük zorluk, uluslararası alanda pek çok noktada yalnız kalmam oldu. Maalesef, uluslararası derneklerde ülkemizden etkin olarak yer alan hocaların azlığı, çoğu zaman beni tek başıma mücadele etmek zorunda bıraktı. Ancak bu durum beni yıldırmadı. En büyük motivasyonum, güzel işler başarmaktı. Bir şeyleri başardıkça, “Demek ki olabiliyor” diyerek kendinize olan güveniniz daha da artıyor.
- EP Europace, Avrupa Kardiyoloji Derneği’nin prestijli dergilerinden biri. Burada editör yardımcılığı yapmanın sizin için anlamı nedir?
Öncelikle, bu görevin benim için büyük bir gurur kaynağı olduğunu söyleyebilirim. Çünkü bilimsel seviyesi oldukça yüksek bir dergi. Burada antiaritmik ilaçlar konusunda editör yardımcılığı yapacağım. İş yüküm artacak ama severek yapacağım. Dergi son derece prestijli bir yayın ve baş editörü de çok sevdiğim, değerli bir bilim insanı. Her hafta internet üzerinden bir araya gelerek tartışılması gereken makaleleri birlikte değerlendiriyoruz.
- Türkiye’den seçilen tek isim olarak bu pozisyona atanmanızın Türk kardiyoloji camiası için nasıl bir önemi var?
Gençler için bir motivasyon kaynağı olabileceğimi düşünüyorum. Eğer onlara “Demek ki istersek biz de başarabiliriz” düşüncesini aşılayabilirsem, ne mutlu bana.
- Genç kardiyologlara ve akademik kariyer hedefleyen hekimlere önerileriniz neler olur? Bilimsel yayıncılıkta yer almak isteyen genç akademisyenler için önerileriniz nelerdir?
Kesinlikle kendilerine güvenmelerini tavsiye ediyorum. Bunu sadece bir heves olarak görmemeliler, çünkü bu alanda devamlılık çok önemli. Başarı, başarıyı getirir. Ancak, bir kez başarı elde ettikten sonra bu işleri bırakıp uzaklaşan arkadaşlarımızı görmek beni üzüyor. Oysa ülkemizde gerçekten çok değerli akademisyenler var ve büyük işler başarılabilir. Yeter ki gerçekten istesinler ve asla yılmasınlar.
