Bipolar Bozukluklar Derneği Başkanı ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vesile Şentürk Cankorur, 30 Mart Dünya Bipolar Günü dolayısıyla BusinessMED’in sorularını yanıtladı. Prof. Dr. Cankorur ayrıca, dernek tarafından 27-30 Mart tarihlerinde gerçekleştirilecek olan “1. Duygudurum Bozuklukları Kongresi”ne ilişkin bilgi verdi.
1.Bipolar bozukluk nedir? Bipolar I ve II arasındaki farklar nelerdir?
Bipolar bozukluk mani, hipomani ve depresyon dönemleriyle seyreden düzelme ve yinelemelerle giden kronik bir duygudurum bozukluğudur. Güncel tanı sistemlerine göre en az bir manik dönemin varlığı bipolar bozukluk tip 1 tanısı için gerekliyken; bipolar bozukluk tip 2 için geçirilmiş en az bir hipomanik dönem ve bir major depresif dönem gerekmektedir. Mani dönemi normalin çok üstünde neşe ve enerji artışı ile birlikte uyku gereksiniminin azalması, konuşmada artış, dikkatte çelinirlik, amaca yönelik aktivitelerde artış, riskli davranışlarda artış, çok para harcama, cinsel aktivite artışı, fikir uçuşması veya özgüvende artış gibi belirtilerin olduğu en az 1 haftalık bir dönem olarak tanımlanmaktadır. Bipolar tip 2 ise bu belirtilerin daha kısa dönemli ve daha hafif seyirli olarak tanımlanabilecek hipomani dönemi ve depresyon döneminin olduğu bir ruhsal bozukluktur. Bipolar bozukluk tip II alt grubu sıklıkla depresif dönemlerle seyreder ve bu nedenle de tanının zor konduğu bir hastalıktır. Bu hastalık birçok nedenle tedavi uyumunun düşük olduğu bir tanı kümesidir. Bipolar bozukluk tip 2, işlevselliğin bozulmadığı bir tablo olarak tanımlansa da işlevselliğin bozulduğu bir hastalıktır.
2. Bipolar bozukluk genellikle hangi yaşlarda teşhis ediliyor?
Bipolar bozukluğun başlangıç yaşına ilişkin veriler farklılık göstermekle birlikte en yüksek oranda 15-24 yaş aralığında ve daha sonra 30-40 yaş aralığında ortaya çıkmaktadır. Belirtilerin ortaya çıkışıyla hekime başvuru arasında uzun süreler geçmesi nedeniyle hastalığın başlangıç yaşını belirlemek çoğu zaman güçtür.
3. Bipolar bozukluğun tanısında sık karşılaşılan hatalar nelerdir?
Unipolar depresyon ve bipolar depresyon ayrımının yapılamaması veya bipolar bozukluk riski yüksek olan depresyonların belirlenememesi tanıda sık görülen zorluklardır. Bu nedenlerle en sık konulan yanlış tanı depresyondur. İkinci sıklıkta ise şizofreni yanlışlıkla konulan tanıdır.
Çok sayıda depresyon hastası hipomani veya mani dönemlerini hastalık olarak değerlendirmediği veya bu dönemlerini anımsamadığı için hekime bu dönemlerinden söz etmez ve bu nedenlerle de tanı yanlış konulur.
4. Bipolar bozukluğun koruyucu tedavisine ilişkin bilgi verebilir misiniz?
Bipolar bozukluğun akut döneminde ve koruyucu tedavisinde ilaç kullanımı şarttır. Bipolar bozukluğun koruyucu tedavisi, akut dönemin ardından yeni atakların oluşmasını önlemeye yönelik tedavi planlamasıdır. Sürdürüm tedavisini kısa ve uzun dönem olarak planladığımızda kısa dönem sürdürüm tedavisinde, akut dönem tedavisinde düzelmeyi sağlayan ilaçlarla tedavinin yürütülmesi makul olandır. Ancak yeni bir atağın gelişmesi veya ciddi yan etkilerin varlığında tedavi yeniden düzenlenmelidir. Farmakoterapi ile birlikte psikoeğitimin uygulanması tedavi başarı oranlarını arttırmaktadır ve birlikte uygulanmalıdır.
5. Türkiye’de bipolar bozukluğa sahip hastalar için tedavi kurumları ile hastalara destek sistemi bulunuyor mu?
Ülkemizde bipolar bozukluğun tanı ve tedavisi psikiyatri uzmanları tarafından yürütülmektedir ve psikiyatri uzmanının olduğu devlet hastanesi, üniversite hastaneleri, toplum ruh sağlığı merkezleri, özel sağlık kuruluşlarında bu hastalığın tanı ve tedavisi yürütülmektedir. Bipolar Bozukluklar Derneği olarak bu hastalığın tanı ve tedavisinin iyileştirilmesine yönelik olarak eğitimlerimiz bulunmaktadır. Dernek olarak bu yıl 27-30 Mart 2024 tarihlerinde “1. Duygudurum Bozuklukları Kongresi”ni düzenlemekteyiz. Kongrenin bu tarihlerde düzenlenmesinin nedeni 30 Mart’ın “Dünya Bipolar Bozukluklar Günü” olmasıdır. Bu hastalığın tanı ve tedavisinin iyileştirilmesine yönelik olarak 30 Mart 2024 tarihinde Ege Üniversitesinde Bipolar Yaşam Derneği ve Lityum Derneği ile bir halk konferansı, Bipolar UK/İngiltere Derneği ile herkese açık bir webinar gerçekleştirilecektir. Yine 30 Mart Dünya Bipolar Gününe özgü bazı kurum ve kuruluşlarla birlikte çeşitli etkinlikler düzenlenecektir.
6. Hastalığın tedavisindeki güncel gelişmelerden bahseder misiniz?
Güncel tedaviler temelde duygudurum düzenleyiciler ve atipik antipsikotik ilaç gruplarıyla sürdürülmektedir. EKT ve TMS gibi tedavi yöntemleri ilaçların yetersiz kaldığı durumlarda uygulanmaktadır.
7. Dijital trendlerle birlikte ruh hali semptomlarını, uykuyu ve bipolar bozukluğun diğer semptomlarını izlemeye yönelik yeni yaklaşımlar bulunuyor mu?
Duygudurum belirtilerinin izleminin yapılmasını, tedavi yan etkilerinin değerlendirilmesini, uykunun, alışverişin ve aktivitenin izlemini sağlayan yazılımlar bulunmaktadır. Dijital desteklerin hızlıca artması beklenmektedir. Bu konuya yönelik çeşitli ulusal ve uluslararası projelerimiz bulunmaktadır. Bu projelerin kısa sürede hayata geçirilmesi ile bipolar bozukluğun tanı ve tedavisinin iyileştirilmesi hedeflenmektedir.