Röportajlar

PROF. DR. YAMANEL: “SEPSİS FARKINDALIĞINI ARTIRMAK, ERKEN TEŞHİS VE ETKİLİ TEDAVİ NOKTASINDA ELZEM”

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi Yoğun Bakım Bilim Dalı Başkanı ve Klinik Yoğun Bakım Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Levent Yamanel, Dünya Sepsis Günü kapsamında BusinessMED’e açıklamalarda bulundu. 

Sepsis nedir? Belirtileri ve tedavi yöntemleri nelerdir?

Sepsis, enfeksiyona karşı konağın oluşturduğu düzensiz bağışıklık sistemi yanıtı sonucu oluşan organ fonksiyonlarında bozulmadır. Ateş veya titreme, vücut sıcaklığında artış veya düşüş, kalp hızında artış, nefes almada zorluk veya solunum hızında artış, hipotansiyon, bilinç bulanıklığı, soğuk cilt veya aşırı terleme gibi belirtileri mevcuttur. Tedavi yöntemi olarak enfeksiyon kaynağının kontrolü, erken antibiyotik kullanımı, sıvı resüsitasyonu, vazopressör ve inotropik ajanların uygun kullanımı ve diğer destekleyici tedavileri sayabiliriz. 

Sepsis tedavisinde multidisipliner yaklaşımın önemi nedir?

Öncelikle septik hastaların bir bölümü ile tüm septik şok hastaları ileri yoğun bakım desteğine ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle yoğun bakım izlemi ve yoğun bakımcının rolü sepsis tablosunda büyük önem arz etmektedir. Multidisipliner yaklaşım, çeşitli uzmanlık alanlarından gelen sağlık profesyonellerinin iş birliği içinde çalışmasını ifade eder ve sepsisin etkili bir şekilde yönetilmesine katkıda bulunur. Kapsamlı değerlendirme ve yönetim, erken tanı ve müdahale, organ fonksiyonlarının desteklenmesi, komplikasyonların önlenmesi ve yönetimi, hasta ve hasta yakınlarının eğitimi ve bilgilendirilmesi, kalite ve güvenlik noktasında multidisipliner yaklaşımın önemi ortaya çıkmaktadır. Sepsisin yönetiminde multidisipliner yaklaşım, hastanın tüm ihtiyaçlarını kapsamlı bir şekilde ele alır, tedavi sürecinde koordinasyonu sağlar ve en iyi klinik sonuçları elde etmeyi amaçlar. Multidisipliner çalışmanın tüm koordinasyonu, görev dağılımı ve liderliğini yoğun bakım uzmanı üstlenmeli ve tedavi sürecini yönlendirmelidir.

Sepsisin pediyatrik hastalarda yönetimi yetişkinlere kıyasla nasıl farklılık gösterir? 

Çocukların fizyolojik özellikleri sepsisin yönetiminde ve tedavi yaklaşımında birtakım farklılıklar ortaya çıkarır. Pediyatrik hastalarda sepsise tanı koymak, çocukların belirtilerinin genellikle daha belirsiz ve geniş bir spektrumda olması nedeniyle daha zor olabilir. Klinik değerlendirme ve laboratuvar testleri tanıda önemli rol oynar. Pediyatrik hastalarda, sepsis genellikle kalp hızında belirgin bir artışla ve düşük kan basıncı ile birlikte olmaktadır. Yetişkinlerde ise hipovolemi ve şok daha belirgin olabilir. Pediatrik hastaların sıvı yüklemesi yaşa ve kiloya bağlı olarak dikkatli bir şekilde ayarlanmalıdır. Ayrıca pediatrik hastalarda antibiyotik seçimi yaş grubuna, potansiyel patojenlere bağlı olarak farklılık gösterir. Antibiyotikler, çocuklarda güvenlik profilleri ve dozajları açısından dikkatlice seçilmelidir.

Sepsisin ateş veya titreme, vücut sıcaklığında artış veya düşüş, kalp hızında artış, nefes almada zorluk veya solunum hızında artış, hipotansiyon, bilinç bulanıklığı, soğuk cilt veya aşırı terleme gibi belirtileri mevcuttur.

Sepsisin engellenmesinde hastane enfeksiyon kontrol protokollerinin önemi nedir? 

Hastane ortamında tıbbi cihazların ve ekipmanların uygun şekilde sterilize edilmesi, yatak başları, odalar ve ortak alanların düzenli olarak temizlenmesi patojenlerin çevrede bulunmasını ve dolayısıyla enfeksiyon riskini azaltır. Sağlık profesyonellerinin el hijyenine ilişkin kurallara uyması, el temizliği için doğru tekniklerin ve uygun dezenfektanların kullanılması, sağlık çalışanlarının kişisel koruyucu ekipman kullanımı (maske, eldiven, önlük, vs.) enfeksiyonların hastalardan sağlık çalışanlarına veya diğer hastalara yayılmasını engeller. Bunlar ve benzeri enfeksiyon kontrol protokolleri, hastane içindeki enfeksiyonların izlenmesini ve analiz edilmesini sağlar. Bu analizler önleme stratejileri geliştirmek için önemlidir.

Sepsisin uzun vadeli etkileri nelerdir ve bu etkilerden korunmak için ne gibi stratejiler uygulanabilir? 

Sepsisin uzun vadeli etkileri, hastanın iyileşme sürecinden sonra ortaya çıkan ve yaşam kalitesini etkileyebilen organ fonksiyon bozukluğu, kas gücü kaybı, yorgunluk ve enerji kaybı, bilişsel bozukluklar ve konsantrasyon kaybı, depresyon ve anksiyete, uyku bozuklukları, sosyal ve işlevsel kısıtlılıklar gibi sorunları içerir. Bu etkiler, sepsisin şiddeti, hastanın genel sağlık durumu ve tedavi sürecinde yaşanan komplikasyonlara bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Bu etkilerden korunmak için tedavi sürecinde fiziksel rehabilitasyon, egzersiz, kognitif terapi, psikoterapi gibi stratejiler izlenmelidir. 

Sepsis sonrası hastaların yaşam kalitesini iyileştirmek için hangi destekleyici tedaviler önerilmektedir?  

Sepsis sonrası hastaların düzenli olarak sağlık kontrollerine gitmeleri önemlidir. Organ fonksiyonlarının, bilişsel durumun ve genel sağlık durumunun izlenmesi gerekir. Olası komplikasyonların erken tespiti ve yönetimi, uzun vadeli sorunların önlenmesine yardımcı olabilir. Sepsis sonrası kas gücünü ve hareketliliği geri kazanmak için fiziksel terapi önerilir. Bu, kas güçsüzlüğü ve hareket kısıtlılığını iyileştirmeye yardımcı olabilir. Kişiye özel egzersiz programları genel fiziksel fonksiyonları destekleyebilir. Hafıza, dikkat ve diğer bilişsel işlevleri iyileştirmek için bilişsel terapi ve egzersizler uygulanabilir. Bulmacalar, oyunlar ve diğer zihinsel uyarım aktiviteleri, bilişsel fonksiyonları destekler ve zihinsel gerilemeyi yavaşlatır. Depresyon, anksiyete ve diğer psikolojik sorunlar için profesyonel psikoterapi desteği alınabilir. Bilişsel davranışçı terapi (BDT) gibi yöntemler etkili olabilir. Uyku bozuklukları sık görüldüğü için, uyku hijyeni ve uyku düzenlemeleri önemlidir. Sepsis sonrası hastalar için dengeli ve besleyici bir diyet, genel sağlık durumunu iyileştirebilir. Sepsis sonrası hastalar ve ailelerine, hastalık, tedavi süreci ve bakım hakkında bilgi vermek önemlidir. Eğitim, iyileşme sürecini destekler ve sağlık yönetimini güçlendirir. Sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleri (dengeli beslenme, düzenli egzersiz, stres yönetimi) uzun vadeli iyileşmeyi destekler. 

Sepsis farkındalığını artırmak için neler yapılabilir?

Sepsis farkındalığını artırmak, sepsiste erken teşhis ve etkili tedavi noktasında elzemdir. Öncelikle hekimler, hemşireler ve diğer sağlık çalışanları için sepsis hakkında güncel bilgiler, tanı ve tedavi yöntemleri üzerine sürekli eğitimler verilmelidir. Sağlık profesyonelleri, hastalara ve ailelerine sepsis belirtileri ve risk faktörleri hakkında bilgi vermelidir. Toplum genelinde sepsisin ne olduğu, belirtileri ve risk faktörleri hakkında bilgi veren eğitim programları düzenlenmelidir. Televizyon, radyo ve sosyal medya gibi platformlarda sepsisi tanıtıcı kamu spotları ve reklamlar yayınlanabilir. Bu materyaller, sepsisin belirtilerini ve erken teşhis yollarını vurgulamalıdır. Sepsis farkındalığını artırmak için özel günler veya haftalar belirlenebilir. Bu dönemde çeşitli etkinlikler ve eğitimler organize edilebilir. Biz de Klinik Yoğun Bakım Derneği olarak bu yıl Ankara Bilkent Şehir Hastanesinde Sepsis Sempozyumu düzenlemekteyiz. Sonuç olarak, sepsisin farkındalığını artırmak, toplumun eğitim ve bilgi seviyesini yükseltmek, sağlık profesyonellerinin bilgi ve becerilerini geliştirmek ve sağlık politikalarını güçlendirmekle mümkündür. 

Yorumlar