Röportajlar

Uyku düzeni bozuk olan kişilerde depresyon riski artıyor

Sağlıklı ve yeterli uyumayan kişilerde hem bedensel hem ruhsal hastalıklar ortaya çıktığını, tam tersi şekilde bedensel ve ruhsal hastalıkların da uykuyu bozduğunu ifade eden Prof. Dr. Halise Devrimci Özgüven: “Uyku düzeni bozuk olan kişilerde depresyon hastalığı riski de artıyor; özellikle geç yatıp geç kalkan kişiler, gündüz uzun sürelerle uyuyanlar depresyona yakalanmaya aday oluyor.” şeklinde konuştu

Depresyonun en önemli belirtilerinden biri olan uyku sorunları, depresyon tanı ölçütlerinden biri olarak kabul ediliyor.

Depresyon hastalarının büyük bir bölümünde uykusuzluk sorunu görülüyor.

Prof. Dr. Halise Devrimci Özgüven ‘Depresyonda uyku problemine’ ilişkin Medimagazin’in sorularını yanıtladı.

  • Uyku ve ruh sağlığı arasında nasıl bir bağlantı vardır?

Uyku çok temel bir gereksinim ve insanların bedensel ve ruhsal olarak sağlıklı olabilmesi için günde 7-8 saat kadar uyuması gerekli. Sağlıklı ve yeterli uyumayan kişilerde hem bedensel hem ruhsal hastalıklar ortaya çıkıyor. Ama tam tersi de geçerli, yani bedensel ve ruhsal hastalıklar da uykuyu bozuyor.

  • Hangi ruhsal sorunlar uykusuzluğa neden olmaktadır?

Hemen hemen bütün psikiyatrik hastalıklarda ve herhangi bir psikiyatrik hastalık olmasa bile stresli durumlarda uyku etkileniyor. Bu, uykusuzluk biçiminde olabileceği gibi aşırı uyuma biçiminde de olabiliyor. Tabii uykuyu bozan ruhsal bozuklukların en başında da depresyon hastalığı geliyor.

  • Depresyonla uyku sorunu arasındaki bağlantı nedir?

Canlılar 24 saatlik, yani sirkadiyen fizyolojik değişiklikler gösterirler, bunların başında uyku-uyanıklık ritmi gelir. Başta depresyon olmak üzere, tüm duygudurum bozukluklarında bu sirkadiyen ritimlerde bozulmalar oluyor; örneğin uyku-uyanıklık ritmi, diurnal mood değişiklikleri, kortizol pikleri değişiyor. Depresyonda tüm sirkadiyen ritimlerde olduğu gibi uyku-uyanıklık ritminde de bozulma oluyor. Depresyon hastalarının uyku elektroensefalografileri (EEG) incelendiğinde, uykuya dalma süresinin uzadığı, uykunun yüzeyselleştiği, REM uykusuna geçiş süresinin kısaldığı ve dinlendirici uyku dediğimiz yavaş dalga uykusunun (evre 3-4) azaldığı görülür. Depresyonun bir sirkadiyen bozukluk olduğunu iddia eden araştırmacılar ve sirkadiyen ritimleri hedefleyen deneysel tedavi yöntemleri de var. Depresyonu olan kişilere erken yatıp erken kalkmalarını, gündüz uyumamalarını ve günde 7-8 saat kadar uyumalarını öneriyoruz. Depresyon ile uyku bozukluğu arasındaki bağlantı bu şekilde açıklanabilir.

  • Depresyonlu kişilerde en sık görülen uyku sorunları nelerdir?

Depresyonun en önemli belirtilerinden biri uyku bozukluğudur ve uyku sorunları depresyon tanı ölçütlerinden biridir. Depresyon hastalarının büyük bir bölümünde uykusuzluk olur. Bu uykusuzluk; uykuya dalamama, uykunun sık sık bölünmesi ya da sabaha karşı uyanıp bir daha uyuyamama biçiminde olabilir. Toplam uyku süresi, o kişi için olağan olan ortalama uyku süresinin 2 saat kadar altına düşmüştür. Hasta uyku için yatağa gittiğinde 20-30 dakika içinde uykuya dalamıyorsa gece 2 kereden fazla uyanıyor ve 10-15 dakika içinde yeniden uykuya dalamıyorsa ya da uyanması gerekmediği hâlde normal uyanma saatinden 1-2 saat kadar önce uyanıyorsa depresyona bağlı uykusuzluk yaşıyor olarak kabul edilir. Depresyon hastalarının bir bölümünde ise aşırı uyuma olur; bu hastalarda toplam uyku süresi o hasta için olağan olan ortalama uyku süresinin 2 saat üzerine çıkar. Bu atipik bir depresyon belirtisi olarak kabul edilir ama sıklığı hiç de az değildir. Bazı hastalar günde 15-16 saat uyuduklarını ama hiç dinlenemediklerini söylerler. Bu da uykunun yüzeyselleştiğini bildiren EEG çalışmaları ile uyumlu bir durumdur; hastanın uykusu derinleşemediği için dinlendirici de olmuyor gibi görünüyor.

  • Kimler uyku sorunları ve depresyondan muzdarip olma riski altındadır?

Depresyon riskini artıran birçok faktör var. Ailesinde depresyon hastalığı öyküsü olanlarda depresyon riski artıyor, kalıtılabilirliği %40 civarında olan bir hastalık depresyon. Erken çocukluk döneminde ebeveyn kaybı, fiziksel/sözel/cinsel istismar yaşamak insanların erişkin dönemde depresyona yakalanma riskini artırıyor. Bunun dışında, 30 yaş üstü kadınlar en riskli grubu oluşturuyor. Ayrıca postpartum dönemde risk oldukça yükseliyor. Yaşam olayları ve stres de önemli. Hastaların neredeyse yarısı depresyon başlamadan önceki son 1 yılda onları strese sokan yaşam olayları tanımlıyor ve bu olayları mevcut depresyon tablolarıyla ilişkilendiriyorlar. Uyku sorunları açısından ise şunları söyleyebilirim: Şiftli çalışan, geceleri nöbet tutan, yaşam tarzı nedeniyle geç yatıp geç kalkan ya da az uyumayı tercih eden kişilerin hem bedensel hem ruhsal sağlıkları olumsuz etkileniyor diyebilirim. Yetersiz ve düzensiz uykunun yaşamı kısalttığını bildiren çalışmalar var. Uyku düzeni bozuk olan kişilerde depresyon hastalığı riski de artıyor; özellikle geç yatıp geç kalkan kişiler, gündüz uzun sürelerle uyuyanlar depresyona yakalanmaya aday oluyor.

  • Depresyon ve ona bağlı gelişen uyku sorunları için tedavi yöntemleri nelerdir?

Burada hedefimiz, depresyon hastalığını iyileştirmektir. Depresyonu olan bir hastanın uyku sorununu depresyonu iyileştirmeden düzeltemezsiniz. Yalnızca uyku için kullanılan ilaçlar ile hastanın uyumasını sağlasak bile bu etki hem dinlendirici ve tatmin edici bir uyku oluşturmaz hem de kalıcı olmaz. Bu tür ilaçların bir bölümü bağımlılık yaparken, diğer bir bölümü kilo almaya, gün içinde istenmeyen bir sedasyona ve uzun süreli kullanımda toleransa yol açabilir. Yapmamız gereken şey, antidepresan ilaçlar ile depresyonu iyileştirmektir. Depresyon tedavisinde 1. sıra ilaçlar olarak kullanılan selektif serotonin gerialım inhibitörü ve serotonin-noradrenalin gerialım inhibitörleri gibi ilaçlar, genellikle uykuyu kaçırdıkları için çok uyuma belirtisi olan hastalardaki bu tabloyu düzeltirler ama zaten uykusuzluğu olan hastalarda bu ilaçlara kısa süreli olarak sedatif ilaçlar da eklenebilir. Bu ilaçlara başlandıktan sonra ortalama 3-6 hafta içinde tedavi yanıtı ortaya çıkacak, uyku sorunları da kendiliğinden düzelecek, böylece uyku için ayrı bir ilaca çoğu zaman gerek kalmayacaktır. Uykusuzluğu şiddetli olan hastalarda ise yan etkisi uyku vermek olan antidepresan ilaçlar tercih edilebilir. İlaçların yanında uyku hijyenine yönelik öneriler de yararlı olacaktır. Hastaya hep aynı yatakta yatması, yatağa hep aynı saatte ve çok geç olmadan gitmesi, yatakta TV seyretmemesi, telefon ile oynamaması, gece uyuyamasa bile hep aynı saatte ve sabah erken kalkması, gündüz uykusu uyumaması, akşam saat 18.00’den sonra kafeinli içeceklerden, gece geç saatte yemek yemekten kaçınması, gündüz saatlerinde olmak üzere haftada 3-4 gün spor yapması önerilmelidir.

Yorumlar