Sağlık Profesyonelleri

Koruyucu Sağlıkta Gıda Ürünlerinin Reformülasyonu Çalıştayı Raporu yayımlandı!

Türkiye’de ulusal beslenme stratejilerinin bir parçası olarak “gıda reformülasyonu”nu mümkün kılan unsurları ele almak üzere Gastroenteroloji Diyetisyenliği Derneği ev sahipliğinde düzenlenen Koruyucu Sağlıkta Gıda Ürünlerinin Reformülasyonu Çalıştayı; Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilileri, Sağlık Bakanlığı yetkilileri, akademisyenler, diyetisyenler ve ilgili Sivil Toplum Kuruluşları olmak üzere 50’nin üzerinde katılımcı ile gerçekleşti

Gastroenteroloji Diyetisyenliği Derneği Başkanı Prof. Dr. Murat Baş, Çalıştay Başkanı Prof. Dr. Bensu Karahalil (Gazi Üni. Eczacılık Fak. Toksikoloji Anabilim Dalı Bşk., T.C. Tarım ve Orman Bak. Gıda ve Kontrol Gen. Müd. Risk Değerlendirme Komisyonları Gıda Katkı Maddeleri Komisyonu Bşk. Yard.), Birleşik Krallık Sağlık ve Sosyal Bakım Departmanı Sağlığın İyileştirilmesi ve Eşitsizlikler Ofisi Kıdemli Beslenme Bilimcisi Dr. Vicki Pyne, Toronto Üniversitesi’nden Dr. Tauseef Ahmad Khan’ın sunumları ile katıldığı Çalıştay, katılımcıların soruları, yorumları ve değerli paylaşımları ile interaktif şekilde gerçekleşti.

Çalıştay Başkanı Prof. Dr. Bensu Karahalil Çalıştay Raporu’ndaki konu başlıkları özellikle öne çıkan hususlar ve çalıştayın genel değerlendirilmesi ile ilgili yaptığı açıklamalarda şunları söyledi; “Bu çalıştay, regülasyondan sorumlu kuruluşlara, halk sağlığı uzmanları, diyetisyenler ve bilim insanlarına, gıda ve içeceklerdeki gıda katkı maddelerine odaklanarak gıda reformülasyonuna ilişkin en son güncel bilimsel kanıtları ve en iyi uygulamaları paylaşma, değerlendirme ve tartışma fırsatı sağlamıştır. İnteraktif katılımın sağlandığı ve paydaşlardan önerilerin alındığı üst düzey bilgi paylaşımının sağlandığı ve bundan sonrası için ilgili konuda farklı yönleriyle bir seri toplantı ve panelin gerekliliğini ortaya koyan faydalı bir toplantı olmuştur. Çalıştay’da global başarılı reformülasyon uygulama örnekleri sunularak reformülasyonun önemi detaylı olarak vurgulanmıştır.

Gıda ürünlerinin reformülasyonu, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) gıda ortamını ve halk sağlığını iyileştirmek için önerdiği temel politikalardan biridir. Gıda reformülasyon politikaları, sağlıklı ve sürdürülebilir diyetleri desteklemeye yönelik bir dizi politika eyleminin önemli bir parçasıdır. Herkes için güvenli ve besleyici gıdaya erişimin sağlanmasına ve daha sağlıklı ve sürdürülebilir tüketim alışkanlıklarına geçiş yapılmasına katkıda bulunabilmektedir, çünkü bireylerin satın aldıkları gıdaları değiştirmeleri veya daha sağlıklı seçenekler bulabilmek için bilinçli bir çaba sarf etmeleri gerekmemektedir.

Reformülasyonun amacı, tüketicilerç. için daha kaliteli gıda alternatiflerinin mevcut olmasını sağlamak için enerji içeriğini (şeker gibi) veya endişe duyulan besin maddelerini (tuz gibi) artırmadan hedef besin maddelerini azaltmaktır. Genel olarak, gıda reformülasyonu gıda alımında iyileşmeye yol açma eğilimindedir. Yiyecek ve içecek reformülasyonu, ulusal beslenme stratejilerinin gerçekleştirilmesinde ve halk sağlığının iyileştirilmesinde kritiktir. Tatlandırıcılar gibi şeker alternatiflerinin güvenliği, ulusal ve uluslararası gıda güvenliği otoriteleri tarafından sürekli olarak gözden geçirilmekte ve güvenlikle ilgili veri güncelliğini sağlayarak halk sağlığını korumaktadır. Tüm tatlandırıcılar, insan için kabul edilebilir günlük alım miktarı (ADI; Acceptable Daily Intake) dahilinde tüketildiklerinde olası risk, ‘kabul edilebilir risk’ sınırları içindedir. Sadece tatlandırıcılar için değil tüm gıda katkı maddeleri için hatta günlük yaşantımızda her faaliyetin bir risk tunsuru olması nedeniyle risk analizi veya güvenlik değerlendirmesi kabul edilebilir riski tayin etmemize böylece güvenli tüketim veya güvenli yaşantıya olanak sağlanmaktadır.”

Yiyecek ve içecekleri reformüle etmek sürdürülebilir sağlık için önemlidir.

Gastroenteroloji Diyetisyenliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Murat Baş Çalıştay kapsamında reformülasyonun gerekliliğine dair verilen bilgileri şu şekilde özetledi; “Yiyecek ve içecekleri reformüle etmek sürdürülebilir sağlık için önemlidir. Yiyecek ve içecek reformülasyonu, ulusal beslenme stratejilerinin gerçekleştirilmesinde ve halk sağlığının iyileştirilmesinde kritiktir.

Çok fazla kalorili yemek ve içmek kilo alımına ve obeziteye katkıda bulunabilir. Sağlıklı kilo yönetiminin anahtarı olan dengeli bir yaşam tarzı, halk sağlığını tehdit eden obezite gibi sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Halk sağlığının iyileştirmesi ve geliştirilmesi için gıdalarla yüksek enerji alımını (şeker gibi) ve sürekli tüketimde sağlık sorunlarını situmule edecek (tuz gibi) gıdalara sağlıklı alternatifler geliştirmek ve reformülasyon ile hem enerji alımı hem de daha sağlıklı gıdalar sunulabilmektedir. Ciddi sağlık sorunlarından biri olan obezite beraberinde diğer kronik hastalıklara yol açmaktadır. Günümüzde sadece Türkiye’de değil birçok ülkede obezite ciddi sağlık sorunlarından biridir. Obezite beraberinde kardiyovasküler hastalıklar, hipertansiyon, Tip II diyabet ve bazı kanserler gibi bulaşıcı olmayan hastalıkların meydana gelmesine yol açmaktadır. Yaşam kalitesinin bozulmasına ve sağlık harcamalarının artışına neden olarak ülke ekonomisine ekstra bir yük getirmektedir. Bu sağlık sorunlarının meydana gelmesini önlemeye yardımcı olan ya da koruyucu etki oluşturabilecek ana strateji beslenme alışkanlıklarına dikkat etmektir.

Tarladan Sofraya Stratejisi, sürdürülebilir bir gıda sistemine geçişi hızlandırmayı amaçlamaktadır. Çevresel etki, iklim değişikliği ve etkilerine uyum sağlamak, biyoçeşitlilik kaybını tersine çevirmek, yeterli, güvenli, besleyici, sürdürülebilir gıdaya erişimini sağlayarak gıda güvenliğini ve toplum sağlığını iyileştirmek sürdürülebilirliğin sağladığı önemli hususlardandır.”

Çalıştay kapsamında;

  • Küresel olarak endişe uyandıran konular,
  • Reformülasyonun gerekliliği, önemi ve faydaları,
  • Sürdürülebilir gıda sistemine geçişin önemi
  • Gıda katkı maddeleri ve toplum sağlığını iyileştirilmesi ve geliştirilmesi için stratejiler
  • Beslenme tarzına bağlı sağlık riskleri kaçınılmazdır. Toksikolojinin temel öğretisi olan “her kimyasal toksiktir kimyasal ile zararlıyı ayıran dozdur” öğretisine göre normal kullanımın üstüne çıkıldığında sağlık riskleri de kaçınılmazdır.
  • Advers sağlık etkilerine neden olmadan gıda katkı maddelerine her gün ve ömür boyu maruz kalındığında sürdürebilir güvenliğin nasıl sağlandığı
  • Risk analizi (güvenlik değerlendirmesi) metodolojisi ile gıda güvenliğinin kanıta dayalı bilimsel verilerle sağlanabileceği,
  • Sıfır riskin sadece gıdalarda değil insan yaşamının hiçbir bir faaliyetinde söz konusu olamayacağı ancak toplum sağlığı için küresel olarak güvenli kabul edilen kabul edilebilir risk sınırlarına inilebileceği,
  • Risk analizinin önemli bir bileşeni olan risk iletişinin tüketicinin risk algısına göre geliştirmesinin gerekliliği
  • Doğru kamuoyu algısı için etkin ve doğru risk iletişiminin gerekliliği,
  • Dünya ölçeğinde, gıda güvenliğinden sorumlu otoritelerin yapılanmaları
  • Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) (World Health Organisation WHO)- Beslenme Rehberliği ve Danışma Grubu (NUGAG; Nutrition Guidance and Advisory Group (Temmuz 2022) bilimsel katkısıyla yayınlanan “şekersiz tatlandırıcıların (Non Sugar Sweetners, NSS) kullanımı rehberi” ile ilgili bilimsel çıktıların irdelenmesi gibi önemli noktaları vurgulayan konulara yer verildi.

Yorumlar